ABD'den İran'a Nükleer Saldırı! Moskova'dan Sert Tepki!
Dünya

ABD'den İran'a Nükleer Saldırı! Moskova'dan Sert Tepki!


23 June 20255 dk okuma2 görüntülenmeSon güncelleme: 23 June 2025

Kremlin, Rusya'nın ABD'nin İran'ın nükleer tesislerine yönelik saldırılarından derin üzüntü duyduğunu ve bu saldırıları kınadığını açıkladı. Bu beklenmedik hamle, uluslararası arenada gerilimi tırmandırırken, Moskova'dan gelen sert tepki dikkatleri üzerine çekti.

ABD'nin İran'a Saldırısı: Bölgesel Riskler Artıyor mu?

Kremlin sözcüsü Dimitri Peskov, gazetecilere yaptığı açıklamada, ABD'nin eylemlerinin çatışmaya katılanların sayısını artırdığını ve yeni bir tırmanma sarmalına yol açtığını söyledi. Peskov, İran'ın nükleer tesislerine ne olduğunun ve radyasyon tehlikesi olup olmadığının henüz netlik kazanmadığını da belirterek, saldırıların ardından İran'da sahadaki durumun endişe kaynağı olmaktan kurtulamayacağını ifade etti. Bu durum, bölgedeki tansiyonun daha da yükselmesine neden olabilir.

Rusya'dan Arabuluculuk Girişimi: Çözüm Arayışları

Rusya ocak ayında İran ile bir stratejik ortaklık anlaşması imzaladı ancak bu anlaşma karşılıklı savunma maddesi içermiyordu. Cumartesi günkü ABD saldırılarından önce Moskova, ABD'nin askeri müdahalesinin tüm bölgeyi istikrarsızlaştırabileceği ve “uçuruma” sürükleyebileceği uyarısında bulunmuştu. Peskov, ABD Başkanı Donald Trump'ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e planlanan saldırılar hakkında ayrıntılı bilgi vermediğini, ancak ABD'nin askeri müdahalesi olasılığını daha genel olarak ele aldıklarını söyledi. Rusya'nın şu anda ne yapmaya hazır olduğu sorusuna Peskov, Moskova'nın arabulucu olarak hizmetlerini sunduğunu ve bundan sonra ne olacağının İran'ın neye ihtiyacı olduğuna bağlı olduğunu belirtti.

Uluslararası İlişkilerde Yeni Bir Dönem mi?

ABD'nin İran'a yönelik bu saldırısı, uluslararası ilişkilerde yeni bir dönemin başlangıcı olabilir. Rusya'nın arabuluculuk teklifi, bölgedeki gerilimi azaltma potansiyeli taşısa da, İran'ın tepkisi ve ABD'nin sonraki adımları belirleyici olacak. Uluslararası toplum, bu kritik süreçte itidalli davranmaya ve diyalog kanallarını açık tutmaya özen göstermelidir. Aksi takdirde, bölgedeki istikrarsızlık daha da derinleşebilir ve küresel güvenlik için ciddi tehditler oluşturabilir.