İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Belah kenti için yayımladığı yeni "tahliye emri", bölgede yaşayan Filistinliler için yeni bir göç dalgasının habercisi oldu. İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee'nin sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı duyuru, bölgedeki gerilimi daha da tırmandırdı.

Deyr el-Belah'ta Tahliye Alarmı

Adraee'nin X hesabından paylaştığı harita, Deyr el-Belah kentindeki 5 mahallede yaşayan Filistinlilerin derhal bölgeyi terk etmesi gerektiğini gösteriyor. Bu durum, zaten zor koşullarda yaşam mücadelesi veren binlerce Filistinli için yeni bir travma anlamına geliyor. Tahliye emrinin gerekçesi hakkında henüz resmi bir açıklama yapılmazken, bölgedeki kaynaklar İsrail ordusunun olası bir askeri operasyon hazırlığında olduğunu iddia ediyor.

Filistinli yetkililer, İsrail'in bu kararını şiddetle kınayarak, bunun uluslararası hukukun açık bir ihlali olduğunu vurguladı. Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kuruluşlar da İsrail'e tahliye kararını gözden geçirmesi çağrısında bulundu. Ancak, şu ana kadar İsrail tarafından herhangi bir geri adım atılmadı.

Bölgedeki insani durum zaten oldukça kritik bir seviyede bulunuyor. Yıllardır süren abluka ve çatışmalar nedeniyle Gazze halkı, temel ihtiyaçlarını karşılamakta büyük zorluklar yaşıyor. Tahliye emriyle birlikte, binlerce insanın daha evsiz kalması ve yardıma muhtaç hale gelmesi bekleniyor.

Uluslararası Toplum Ne Yapacak?

İsrail'in Gazze'deki bu son hamlesi, uluslararası toplumun tepkisini çekmeye devam ediyor. Birçok ülke ve kuruluş, İsrail'e sivillerin korunması ve insani yardımların ulaştırılması konusunda sorumluluklarını yerine getirmesi çağrısında bulunuyor. Ancak, bu çağrıların ne kadar etkili olacağı ve İsrail'in politikalarında bir değişikliğe yol açıp açmayacağı henüz belirsiz.

Gazze'deki durumun daha da kötüleşmesini önlemek için uluslararası toplumun daha somut adımlar atması gerekiyor. Diplomatik girişimlerin yanı sıra, insani yardımların artırılması ve bölgedeki sivillerin korunması için daha etkin mekanizmaların oluşturulması büyük önem taşıyor. Aksi takdirde, Gazze'de yaşanan insanlık dramı daha da derinleşebilir.

Gazze'de Yaşananların Tarihsel Arka Planı

Gazze Şeridi, uzun yıllardır İsrail-Filistin çatışmasının merkezinde yer alıyor. Bölge, 2007 yılından bu yana İsrail tarafından uygulanan bir abluka altında bulunuyor. Bu abluka, Gazze halkının yaşam koşullarını olumsuz yönde etkiliyor ve temel ihtiyaçlara erişimi zorlaştırıyor. Ayrıca, sık sık yaşanan askeri operasyonlar ve çatışmalar, bölgedeki istikrarsızlığı daha da artırıyor.

• 1948 Arap-İsrail Savaşı: Filistin topraklarının büyük bir bölümü İsrail'in kontrolüne geçti.
• 1967 Altı Gün Savaşı: İsrail, Gazze Şeridi'ni işgal etti.
• 2005: İsrail, Gazze'den çekildi ancak bölge üzerindeki kontrolünü sürdürdü.
• 2007: Hamas'ın Gazze'de kontrolü ele geçirmesiyle birlikte İsrail ablukayı sıkılaştırdı.

Gazze'deki Filistinliler, yıllardır süren bu zorlu koşullara rağmen hayata tutunmaya çalışıyor. Ancak, İsrail'in son tahliye emri, bölgedeki umutları bir kez daha söndürme tehlikesi taşıyor. Uluslararası toplumun bu duruma sessiz kalmaması ve Gazze halkına destek olması gerekiyor.

İsrail'in Gazze'deki Filistinlileri göçe zorlama politikası, bölgede yeni bir insani krize yol açma potansiyeli taşıyor. Uluslararası toplumun acil müdahalesi ve İsrail'e yönelik baskısı, bu trajedinin önüne geçmek için kritik önem taşıyor. Aksi takdirde, Gazze'de yaşanan insanlık dramı daha da derinleşebilir ve bölgedeki istikrarsızlık daha da artabilir.