İngiltere'de Yapay Zeka ile Cinayet Tahmini: Geleceği mi Okuyorlar?
Dünya

İngiltere'de Yapay Zeka ile Cinayet Tahmini: Geleceği mi Okuyorlar?


09 April 20255 dk okuma24 görüntülenmeSon güncelleme: 09 July 2025

İngiltere'de hükümetin başlattığı yeni bir proje, yapay zeka kullanarak gelecekteki cinayetleri tahmin etmeyi amaçlıyor. Bu iddialı proje, "cinayet işleme olasılığı en yüksek" kişileri belirlemek için gelişmiş algoritmalar ve yapay zeka teknolojilerini kullanıyor. Ancak, bu durum insan hakları örgütlerinin büyük tepkisini çekiyor. Peki, bu sistem nasıl çalışacak ve eleştirilerin odağında neler var?

Yapay Zeka ile Suç Tahmini: Nasıl Çalışacak?

İngiliz hükümeti tarafından geliştirilen bu sistem, kişisel verileri analiz ederek potansiyel suçluları tespit etmeyi hedefliyor. Sistem, geçmiş suç kayıtları, sosyal medya aktiviteleri, finansal durum ve diğer kişisel bilgileri tarayarak, kişilerin suç işleme olasılığını değerlendiriyor. Elde edilen veriler ışığında, riskli görülen bireyler belirlenerek, polis ve diğer ilgili birimler tarafından takibe alınıyor. Bu sayede, suçların işlenmeden önlenmesi amaçlanıyor.

Ancak, bu sistemin kullanımı beraberinde ciddi etik ve hukuki sorunları da getiriyor. İnsan hakları örgütleri, kişisel verilerin bu şekilde kullanılmasının mahremiyet hakkını ihlal ettiğini ve ayrımcılığa yol açabileceğini savunuyor. Ayrıca, sistemin hatalı tahminlerde bulunma olasılığı da göz ardı edilmemeli. Yanlış bir tahmin, masum insanların gereksiz yere takibe alınmasına ve hayatlarının olumsuz etkilenmesine neden olabilir.

Eleştirilerin Odağında Neler Var?

İnsan hakları savunucuları, bu tür bir sistemin "tüyler ürpertici" olduğunu ve Orwell'ın "1984" romanındaki distopik dünyayı hatırlattığını belirtiyor. Eleştirilerin temelinde yatan endişeler şunlar:

  • Mahremiyetin İhlali: Kişisel verilerin izinsiz ve kontrolsüz bir şekilde toplanması ve analiz edilmesi, mahremiyet hakkını ciddi şekilde zedeliyor.
  • Ayrımcılık Riski: Sistem, belirli gruplara karşı önyargılı olabilir ve bu da ayrımcılığa yol açabilir. Özellikle, geçmişte suç işlemiş olan veya belirli sosyo-ekonomik koşullarda yaşayan kişilerin hedef alınması riski bulunuyor.
  • Hata Payı: Yapay zeka sistemlerinin hatalı tahminlerde bulunma olasılığı her zaman vardır. Bu da masum insanların suçlu olarak etiketlenmesine ve gereksiz yere takibe alınmasına neden olabilir.
  • Şeffaflık Eksikliği: Sistemlerin nasıl çalıştığı ve hangi kriterlere göre değerlendirme yaptığı konusunda yeterli şeffaflık bulunmuyor. Bu da sistemin adil ve güvenilir olup olmadığını sorgulanır hale getiriyor.

Bu eleştirilere rağmen, İngiliz hükümeti projenin suçla mücadelede önemli bir araç olabileceğini savunuyor. Hükümet yetkilileri, sistemin amacının masum insanları cezalandırmak değil, suçları önlemek olduğunu vurguluyor. Ancak, bu tür bir sistemin kullanımının dikkatli bir şekilde düzenlenmesi ve denetlenmesi gerektiği de açık.

Sonuç olarak, İngiltere'nin yapay zeka ile cinayet tahmin etme projesi, teknoloji ve etik arasındaki hassas dengeyi gözler önüne seriyor. Suçla mücadelede yapay zekanın potansiyel faydaları inkar edilemez olsa da, insan hakları ve mahremiyetin korunması da en az o kadar önemlidir. Bu nedenle, bu tür sistemlerin geliştirilmesi ve uygulanması sırasında etik ilkelerin ve hukuki düzenlemelerin titizlikle gözetilmesi gerekmektedir.