25 Nisan 2025 Cuma

İran ABD Gerilimi: Çin'den Beklenen Hamle! Barış Umudu Doğuyor Mu?

İran ile ABD arasındaki gerilimde yeni bir sayfa açılıyor. İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi'nin Çin'den destek istemesi ve ABD'nin BAE modelini önermesi, nükleer anlaşma konusunda umutları yeşertti. Peki, bu gelişmeler ne anlama geliyor? Barış için bir fırsat doğuyor mu?

Çin'in Kritik Rolü

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, Çinli mevkidaşı Wang Yi ile yaptığı görüşmede, Çin'in nükleer görüşmelerde İran'ı desteklediğini ve sorunun çözümü için güç kullanımına ve "yasadışı" yaptırımlara karşı olduğunu belirtti. Bu açıklama, Çin'in bölgedeki arabulucu rolünü üstlenmeye hazır olduğunu gösteriyor. Çin'in bu konudaki tutumu, nükleer anlaşmanın geleceği açısından büyük önem taşıyor.

  • Çin'in desteği, İran'ın elini güçlendiriyor.
  • Çin, bölgede istikrarın sağlanması için önemli bir aktör.
  • Nükleer anlaşma görüşmelerinde Çin'in arabuluculuğu kritik olabilir.

ABD'den BAE Modeli Teklifi

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ise, ABD'nin sivil nükleer reaktörler işletmesi için İran'a izin verebileceğini ancak kendi uranyumunu zenginleştirmesine karşı çıktığını belirtti. Rubio, İran'ın uranyum zenginleştirmeyi durdurması halinde sivil nükleer programa sahip olabileceğini vurguladı. Bu teklif, BAE modelini örnek alarak İran'ın nükleer enerjiye erişimini sağlamayı amaçlıyor. Ancak, İran'ın bu teklife nasıl yanıt vereceği merak konusu.

Nükleer Anlaşmanın Geleceği

İran ile ABD arasındaki nükleer anlaşmazlık, uzun yıllardır bölgedeki istikrarı tehdit ediyor. Nükleer anlaşmanın yeniden canlandırılması, hem bölge hem de dünya için büyük önem taşıyor. Çin'in arabuluculuğu ve ABD'nin BAE modeli teklifi, bu anlaşmazlığın çözümü için bir umut ışığı yakıyor. Ancak, tarafların uzlaşmaya varması ve anlaşmanın şartları konusunda anlaşması gerekiyor. Aksi takdirde, gerilim tırmanmaya devam edebilir.

Nükleer anlaşma, 2015 yılında İran ile Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin beş daimi üyesi (ABD, Rusya, Çin, İngiltere, Fransa) ve Almanya arasında imzalanmıştı. Anlaşma, İran'ın nükleer programını sınırlamayı ve karşılığında yaptırımların kaldırılmasını öngörüyordu. Ancak, ABD'nin 2018 yılında anlaşmadan çekilmesi ve yaptırımları yeniden uygulamaya başlamasıyla anlaşma tehlikeye girmişti.

İran ile ABD arasındaki gerilimin azaltılması ve nükleer anlaşmanın yeniden canlandırılması, sadece bölge için değil, tüm dünya için hayati önem taşıyor. Çin'in arabuluculuk rolü ve ABD'nin sunduğu BAE modeli, bu hedefe ulaşmak için bir fırsat sunuyor. Ancak, tarafların yapıcı bir diyalog kurması ve uzlaşmaya istekli olması gerekiyor. Aksi takdirde, nükleer anlaşmazlık daha da derinleşebilir ve sonuçları öngörülemeyen bir krize yol açabilir.

İlgili Haberler