İran Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi, ABD'nin diplomasiyi sabote ettiğini ve bu durumun İran'ın müzakere masasına geri dönmesini zorlaştırdığını söyledi. Bu açıklama, Tahran ile Washington arasındaki gerilimin daha da tırmanmasına neden oldu. Erakçi'nin sert sözleri, uluslararası arenada büyük yankı uyandırdı ve nükleer anlaşmanın geleceği hakkında soru işaretleri yarattı.

Diplomasi Neden Tıkandı?

Erakçi, yaptığı açıklamada, "ABD, diplomasiyi havaya uçurmaya karar verdi. Bu durumda İran müzakere masasına nasıl geri dönebilir?" ifadelerini kullandı. İranlı bakan, ABD'nin nükleer anlaşmadan tek taraflı olarak çekilmesi ve ardından uyguladığı yaptırımların, müzakerelerin önünü tıkadığını savundu. İran, ABD'nin öncelikle yaptırımları kaldırması gerektiğini ve ancak o zaman müzakerelere dönebileceğini belirtiyor.

ABD ise İran'ın nükleer programından vazgeçmesi ve bölgedeki istikrarsızlaştırıcı faaliyetlerine son vermesi gerektiğini savunuyor. Washington, İran'ın nükleer silah elde etmesini engellemek için her türlü seçeneği masada tuttuğunu vurguluyor. Bu karşılıklı suçlamalar ve şartlar, diplomatik çözümün önünde büyük bir engel teşkil ediyor.

Nükleer Anlaşmanın Geleceği Ne Olacak?

İran ile Batılı ülkeler arasında 2015 yılında imzalanan nükleer anlaşma, İran'ın nükleer programını sınırlandırması karşılığında, ülkeye uygulanan yaptırımların kaldırılmasını öngörüyordu. Ancak ABD'nin 2018'de anlaşmadan çekilmesi ve yeniden yaptırım uygulamaya başlamasıyla, anlaşmanın geleceği belirsizliğe sürüklendi. İran da anlaşmadaki taahhütlerini kademeli olarak azaltmaya başladı.

Nükleer anlaşmanın çökmesi durumunda, bölgede yeni bir silahlanma yarışının başlayabileceği ve gerilimin daha da tırmanabileceği endişesi hakim. Uluslararası toplum, tarafları diyalog ve müzakere yoluyla sorunu çözmeye çağırıyor. Ancak mevcut durumda, diplomatik bir çözümün bulunması oldukça zor görünüyor.

Olası Senaryolar Neler?

• Diplomatik Çözüm: ABD ve İran arasında doğrudan veya dolaylı müzakereler yoluyla bir anlaşmaya varılması. Bu senaryo, bölgedeki gerilimi azaltabilir ve nükleer anlaşmanın yeniden canlandırılmasına olanak sağlayabilir.
• Gerilimin Tırmanması: Taraflar arasındaki güvensizlik ve düşmanlık devam ederse, bölgede askeri bir çatışma yaşanması riski artabilir.
• Nükleer Silahlanma Yarışı: İran, nükleer programını hızlandırırsa, bölgedeki diğer ülkeler de nükleer silah elde etmeye çalışabilir. Bu durum, bölgedeki istikrarı daha da bozabilir.

Sonuç olarak, İran ile ABD arasındaki gerilim, uluslararası barış ve güvenliği tehdit ediyor. Tarafların aklıselim davranarak, diyalog ve müzakere yoluyla sorunu çözmeleri gerekiyor. Aksi takdirde, bölgede daha büyük bir krizin yaşanması kaçınılmaz olabilir.