ABD Başkanı Donald Trump, uzun süredir merakla beklenen ABD ve İran arasındaki nükleer anlaşma görüşmelerinin önümüzdeki Perşembe günü yeniden başlayacağını duyurdu. Bu açıklama, uluslararası arenada büyük yankı uyandırırken, gözler Tahran ve Washington arasındaki müzakerelere çevrildi. Trump'ın bu kararı, özellikle Orta Doğu'daki dengeler açısından kritik bir öneme sahip.

Nükleer Anlaşma Müzakerelerinde Kritik Eşik

Trump, yaptığı açıklamada İran'ın zorlu bir müzakereci olduğunu kabul etti. Ancak, anlaşmanın önündeki en büyük engelin uranyum zenginleştirme konusu olduğunu vurguladı. Zenginleştirme faaliyetleri, nükleer silah üretimi potansiyeli taşıdığı için uluslararası toplum tarafından yakından takip ediliyor ve bu konuda taviz verilmemesi gerektiği düşünülüyor. Trump, bu konudaki kararlılığını net bir şekilde ifade etti.

Nükleer anlaşma, 2015 yılında İran ile Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin beş daimi üyesi (ABD, Rusya, Çin, İngiltere, Fransa) ve Almanya arasında imzalanmıştı. Anlaşma, İran'ın nükleer programını sınırlamayı ve karşılığında ekonomik yaptırımların kaldırılmasını öngörüyordu. Ancak, Trump yönetimi 2018 yılında anlaşmadan çekilmiş ve İran'a yönelik yaptırımları yeniden uygulamaya koymuştu.

ABD'nin anlaşmadan çekilmesi, İran'ın da anlaşmadaki taahhütlerini azaltmasına neden olmuştu. Bu durum, bölgedeki gerginliği tırmandırmış ve nükleer silahlanma endişelerini artırmıştı. Şimdi ise, Trump'ın talimatıyla yeniden başlayacak olan müzakereler, bu gerginliği azaltma ve nükleer silahlanma riskini ortadan kaldırma potansiyeli taşıyor.

Zenginleştirme Sorunu: Çözüm Bekleyen Kilit Nokta

Uranyum zenginleştirme, nükleer yakıt üretimi için hayati bir süreç olsa da, yüksek düzeyde zenginleştirilmiş uranyum nükleer silah yapımında kullanılabiliyor. Bu nedenle, uluslararası toplum İran'ın zenginleştirme faaliyetlerini yakından izliyor ve bu konuda sıkı sınırlamalar getirilmesini talep ediyor.

Müzakerelerde, İran'ın zenginleştirme kapasitesinin ne kadar olacağı, hangi seviyede zenginleştirme yapabileceği ve bu faaliyetlerin uluslararası denetime nasıl tabi tutulacağı gibi konular masaya yatırılacak. Bu konularda bir anlaşmaya varılması, nükleer anlaşmanın yeniden canlandırılması için kritik bir öneme sahip.

Perşembe günü başlayacak olan müzakerelerin, taraflar arasında bir uzlaşmaya varılmasıyla sonuçlanması umuluyor. Ancak, zenginleştirme konusundaki farklılıkların giderilmesi ve güven ortamının yeniden tesis edilmesi kolay olmayacak. Uluslararası toplum, müzakerelerin seyrini yakından takip edecek ve bölgedeki istikrar için umutla bekleyişini sürdürecek.

Trump'ın nükleer anlaşma için talimat vermesi ve görüşmelerin yeniden başlayacak olması, bölgede ve dünyada olumlu bir hava yarattı. Ancak, müzakerelerin zorlu geçeceği ve tarafların tavizler vermesi gerektiği de unutulmamalı. Zenginleştirme konusundaki anlaşmazlıkların aşılması ve nükleer silahlanma riskinin ortadan kaldırılması, sadece bölge için değil, tüm dünya için büyük önem taşıyor.