KONDA Araştırma'nın Mart 2025 Barometre verileri, Türkiye'de haber kaynaklarına olan güvende çarpıcı bir değişimi gözler önüne seriyor. Televizyona olan güvenin azalması ve sosyal medyanın yükselişi, medyanın geleceği hakkında önemli ipuçları veriyor. Peki, bu değişim neden yaşanıyor ve sonuçları neler olacak? İşte tüm detaylar...

Televizyona Güven Neden Azalıyor?

2013 yılında toplumun %81'i haber kaynağı olarak televizyona güvenirken, bu oran 2025 yılında %57'ye düştü. Bu düşüşün nedenleri arasında:

• Haberlerin Tek Taraflı Sunulması: İzleyiciler, televizyon kanallarının belirli bir siyasi görüşü yansıttığını ve haberleri bu doğrultuda manipüle ettiğini düşünüyor.
• Tekrarlayan ve Sıkıcı İçerikler: Sürekli aynı konuların farklı şekillerde işlenmesi, izleyicilerin ilgisini kaybetmesine neden oluyor.
• Doğruluk Payı Düşük Haberler: Sosyal medyada hızla yayılan yanlış bilgiler, televizyon haberlerinin güvenilirliğini zedeliyor.

Bu faktörler, izleyicilerin televizyona olan güvenini sarsarak alternatif haber kaynaklarına yönelmelerine yol açıyor.

Sosyal Medyanın Yükselişi: Neden Bu Kadar Popüler?

Aynı dönemde internet sitelerine olan güven %18'den %22'ye yükselirken, sosyal medya platformlarına olan güven ise %2'den %21'e fırladı. Sosyal medyanın bu denli popüler olmasının nedenleri:

• Çeşitlilik ve Bağımsızlık: Sosyal medya, farklı görüşlere ve bağımsız haber kaynaklarına erişim imkanı sunuyor.
• Hızlı ve Anlık Haber Akışı: Olaylar yaşanır yaşanmaz sosyal medyada paylaşılıyor, bu da kullanıcıların güncel kalmasını sağlıyor.
• Etkileşim ve Katılım: Kullanıcılar, haberlere yorum yapabiliyor, tartışmalara katılabiliyor ve kendi içeriklerini oluşturabiliyor.

Sosyal medya, geleneksel medyanın kısıtlamalarından uzak, daha özgür ve katılımcı bir haber alma deneyimi sunuyor.

Dijitalleşmenin Geleceği ve Medyaya Etkileri

Televizyona olan güvenin azalması ve sosyal medyanın yükselişi, medyanın geleceği için önemli bir dönüm noktası. Dijitalleşme ile birlikte haber alma alışkanlıklarımız değişiyor ve geleneksel medya organları bu değişime ayak uydurmak zorunda. Aksi takdirde, izleyici ve okuyucu kaybetmeye devam edecekler.

Bu değişim sadece haber alma alışkanlıklarımızı değil, aynı zamanda toplumun bilgiye erişimini ve siyasi katılımını da etkiliyor. Sosyal medyanın gücünün farkında olan siyasetçiler ve sivil toplum kuruluşları, bu platformları kullanarak daha geniş kitlelere ulaşmaya çalışıyor. Ancak, sosyal medyanın dezenformasyon ve manipülasyon için de kullanılabileceği unutulmamalı. Bu nedenle, medya okuryazarlığı ve doğru bilgiye erişim her zamankinden daha önemli hale geliyor.