Gazeteci Mehmet Çetingüleç, Kısa Dalga'daki yazısıyla gündeme bomba gibi düştü. "40 yılı aşkın meslek hayatımda doğru habercilik yaptım ama ben de 'asparagas' haber yaptım" diyerek Van Gölü canavarı efsanesinin yaratıcısı olduğunu itiraf etti. Bu şok itiraf, gazetecilik etiği ve medyanın güvenirliği üzerine tartışmaları yeniden alevlendirdi.

Van Gölü Canavarı Efsanesi Nasıl Doğdu?

Çetingüleç, yazısında Van Gölü canavarı efsanesinin nasıl ortaya çıktığını tüm detaylarıyla anlattı. O dönemde yerel bir gazetede çalıştığını ve dikkat çekmek için böyle bir haber uydurduğunu belirtti. Çetingüleç, "Birkaç arkadaşımla otururken Van Gölü'nde bir canavar olduğu dedikodusunu yaymaya karar verdik. Amacımız gazetenin tirajını artırmak ve Van'ı gündeme getirmekti" dedi.

Bu plan doğrultusunda, çeşitli "görgü tanığı" ifadeleri ve sahte fotoğraflarla desteklenen haberler yayınladılar. Kısa sürede Van Gölü canavarı efsanesi ülke çapında yayıldı. Turistler Van'a akın etti, oteller doldu taştı ve yerel ekonomi canlandı. Ancak bu başarı, yalan haber üzerine inşa edilmişti.

Çetingüleç, itirafında şunları söyledi: "O dönemde yaptığımızın yanlış olduğunu biliyorduk ama amacımız iyiydi. Van'ın tanıtımına katkı sağlamak istedik. Ancak zamanla bu yalanın kontrolden çıktığını ve insanların buna gerçekten inandığını gördük. Bu durum beni çok üzdü."

Gazetecilik Etiği ve Medyanın Sorumluluğu

Çetingüleç'in itirafı, gazetecilik etiği ve medyanın sorumluluğu konularını yeniden gündeme getirdi. Uzmanlar, gazetecilerin doğru ve tarafsız haber yapma yükümlülüğü olduğunu vurgulayarak, yalan haberlerin toplum üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekti.

Gazetecilik etiği ilkeleri şunlardır:

• Doğruluk ve dürüstlük
• Tarafsızlık
• Bağımsızlık
• Sorumluluk
• Adalet

Bu ilkeler, gazetecilerin haberlerini hazırlarken ve sunarken uymaları gereken temel kuralları belirler. Yalan haber yapmak, bu ilkelere aykırıdır ve medyanın güvenirliğine zarar verir.

Yalan Haberlerin Toplumsal Etkileri

Yalan haberler, toplumda yanlış bilgilendirmeye, güvensizliğe ve kutuplaşmaya yol açabilir. Özellikle sosyal medya çağında yalan haberlerin yayılması çok daha hızlı ve kolay hale gelmiştir. Bu nedenle, medyanın ve bireylerin yalan haberlere karşı daha bilinçli ve dikkatli olması gerekmektedir.

Mehmet Çetingüleç'in itirafı, medyanın güvenirliği ve yalan haberlerin toplumsal etkileri üzerine önemli bir tartışma başlatmıştır. Bu tartışmanın, gazetecilik etiği ilkelerinin daha iyi anlaşılmasına ve uygulanmasına katkı sağlaması umulmaktadır.

Van Gölü canavarı efsanesinin bir yalan olduğu ortaya çıkması, bölge turizmini olumsuz etkileyebilir. Ancak dürüstlük ilkesi gereği yapılan bu itiraf, uzun vadede medyanın ve gazeteciliğin itibarını artıracaktır. Unutulmamalıdır ki, güvenilir bilgiye ulaşmak her bireyin en temel hakkıdır.