Wilders'in Kumarı Tersi mi Tepecek? Hollanda'da Siyasi Deprem!
Dünya

Wilders'in Kumarı Tersi mi Tepecek? Hollanda'da Siyasi Deprem!


07 June 20255 dk okuma10 görüntülenmeSon güncelleme: 12 June 2025

Hollanda siyaseti, Geert Wilders'in liderliğindeki Özgürlük Partisi'nin (PVV) koalisyondan çekilmesiyle sarsıldı. Göç politikalarındaki anlaşmazlıklar nedeniyle hükümetin düşmesi, ülkeyi 29 Ekim'de erken seçime götürüyor. Bu hamle, Wilders için büyük bir risk olarak değerlendirilirken, Almanya'daki benzer bir siyasi çöküş senaryosu akıllara geliyor. Acaba Wilders'in bu kumarı ters mi tepecek?

Hollanda'da Siyasi Deprem: Wilders'in Riskli Hamlesi

Bloomberg'in analizine göre, Wilders'in daha güçlü bir siyasi figür olma hedefiyle oynadığı bu oyun, beklenmedik sonuçlar doğurabilir. Almanya'da da benzer bir durum yaşanmış, dönemin başbakanı Olaf Scholz'un maliye bakanını görevden alması üzerine hükümet düşmüş ve erken seçim kararı alınmıştı. Ancak, Hür Demokrat Parti (FDP) seçimlerde barajı aşamayarak meclis dışında kalmış ve lideri siyaseti bırakmak zorunda kalmıştı. Hollanda'daki gelişmeler, bu tarihi paralelliği gözler önüne seriyor.

Wilders'in önünde, seçime kadar uzun bir kampanya süreci bulunuyor. Kampanyasının odak noktasında yine göçmen karşıtı söylemler yer alacak. Ancak, ABD'deki Başkan Donald Trump yönetiminin de Hollanda seçimleri üzerinde etkili olabileceği düşünülüyor. Uzmanlar, bu durumun seçmenlerin öngörülemez milliyetçilerden bıkmasına yol açabileceğini belirtiyor.

Tarih Tekerrür mü Edecek?

PVV, daha önce de benzer bir durumla karşılaşmıştı. 2012 yılında ilk Mark Rutte hükümetinin kemer sıkma önlemlerini desteklemeyi reddeden parti, sonraki seçimlerde oy kaybı yaşamıştı. Aynı senaryonun tekrarlanması mümkün görülüyor. Başbakan Dick Schoof'un yönetimi etkili olmasa da, Wilders en büyük iktidar partisine liderlik ediyordu. Dolayısıyla, başarısızlıkla ilgili suçlamaları bertaraf etmekte zorlanabilir. Yeşil Sol-İşçi İttifakı lideri Frans Timmermans, Wilders'i sorumluluk almamakla eleştirerek, "Konu sorumluluk almak ve zor kararlar vermek olduğunda ise Wilders orada yok" ifadelerini kullandı.

Kamuoyu yoklamaları da PVV seçmenlerinin hükümet hakkındaki hayal kırıklığını ortaya koyuyor. Bir ankete göre, hükümetin performansına onay veren parti seçmenlerinin oranı yarıdan fazla azalarak %13'e geriledi. Bu durum, seçmenlerin başka partilere yönelebileceği veya kayıtsızlığa düşebileceği anlamına geliyor. Wilders ise, sosyal medya hesabından yaptığı bir paylaşımda, "Bir dahaki sefere başbakan ben olacağım" şeklinde iddialı bir açıklamada bulunmuştu.

Koalisyon Olasılıkları Azalıyor mu?

Partisini koalisyon hükümetinden çekme kararı sonrasında, Wilders'in erken seçimden sonra koalisyon kurabileceği olası ortaklarının listesi de daralabilir. Anketlerde oylarını en fazla artıran Hristiyan Demokratik Çağrı partisi lideri Henri Bontenbal, Wilders ile işbirliğine kapıları kapatmış durumda. Bontenbal, "Wilders'in partisi demokrasiyi umursamıyor" şeklinde konuştu. Merkez sağ NSC partisi de Wilders ile olası bir koalisyona şimdilik "Hayır" diyor.

Demokratlar 66 partisinin lideri Rob Jetten, Wilders'i "çok korkak bir lider" olarak nitelendirirken, Özgürlük ve Demokrasi için Halk Partisi lideri Dilan Yeşilgöz-Zegerius ise Wilders ile işbirliğine kapıyı aralık bırakarak "karar vermesi gerektiğini" söyledi.

Almanya'daki Benzer Senaryo

Almanya'da da "trafik ışığı" koalisyon hükümetini oluşturan partiler arasında özellikle ekonomi politikaları konusunda sorunlar yaşanıyordu. Yaşanan fikir ayrılıkları nedeniyle, koalisyon ortağı FDP'nin lideri Lindner erken seçim önermiş, bunu reddeden başbakan Scholz ise Lindner'i bakanlıktan almıştı. Bunun üzerine Lindner, FDP’li tüm bakanları hükümetten çekmişti. FDP, yapılan erken seçimde yüzde 5’lik seçim barajını geçemedi ve FDP lideri Lindner de seçim hezimetinin ardından parti liderliğini ve siyaseti bıraktı.

Hollanda'da yaşanan bu siyasi kriz, ülkenin geleceği açısından kritik bir dönemeç olabilir. Wilders'in riskli hamlesi, ya onu daha da güçlendirecek ya da siyasi kariyerinin sonunu getirecek. Seçim sonuçları, Hollanda'nın siyasi yönünü belirleyecek ve Avrupa siyasetinde de yankı uyandıracak.