
10. Yargı Paketi: Reform mu, Hak İhlali mi? Kaboğlu'ndan Kritik Yorumlar
Türkiye'de hukuk devleti ilkesi ve yargı bağımsızlığı tartışmaları sürerken, 10. Yargı Paketi Meclis'e sunuldu. İstanbul Barosu Başkanı Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, paketin yargı reformu olmadığını, aksine anayasal çelişkileri ve hak ihlallerini derinleştirdiğini savundu. Kaboğlu'nun açıklamaları, paketin içeriği ve yasama sürecindeki yöntemine yönelik eleştirileri içeriyor.
10. Yargı Paketi: Çelişkiler ve Eleştiriler
Kaboğlu, paketin "yargı reformu" iddiasıyla sunulmasına rağmen birçok çelişki barındırdığını belirtiyor. İşte Kaboğlu'nun dikkat çektiği bazı önemli noktalar:
- Anayasaya Saygısızlık: Türkiye'deki en büyük sorunun anayasaya saygı gösterilmemesi olduğunu vurgulayan Kaboğlu, Anayasa'ya aykırı yakalama, gözaltı ve tutuklamaların kitlesel hak ihlallerine yol açtığını ifade ediyor.
- Torba Yasa Yöntemi: Reform hedefiyle bağdaşmayan torba yasa yöntemiyle düzenlemelerin yapılmasını eleştiriyor. Farklı yasalardaki hükümlerin torba yasaya doldurulmasının reform amacına aykırı olduğunu savunuyor.
- Cezasızlık Algısı: Paketin cezasızlık algısını ortadan kaldıracağına dair iddialara rağmen, cezasızlık kültürünün giderilmesine yönelik somut adımlar göremediğini belirtiyor.
- İnfaz Eşitsizlikleri: Covid-19 döneminde yaşanan infaz eşitsizliklerinin devam ettiğini ve bu konuda bir iyileşme olmadığını savunuyor. Fikir suçluları ve siyasal suçluların Covid düzenlemelerinden yararlandırılmamasını eleştiriyor.
Hasta Mahpuslar ve Adli Tıp Kurumu
Kaboğlu, hasta mahpuslarla ilgili düzenlemelerin yetersiz olduğunu ve kararın yine Adli Tıp Kurumu'na bırakılmasının bir değişiklik yaratmayacağını ifade ediyor. Hekim raporlarının yeterli olması gerektiğini ve bürokratik mekanizmaların devreye sokulmaması gerektiğini vurguluyor. "Adli Tıp Kurumu, bir hasta mahpusa ya da yaşlı mahpusa 'cezaevinde kalabilir' raporu verdiğinde, zaten tahliye yolu kapanmış oluyor."
Hapishanelerin Doluluk Oranı ve Düşünce Suçluları
Hapishanelerin doluluk oranının ciddi bir sorun olduğunu belirten Kaboğlu, mahpus sayısının 415 bine ulaştığını ve bu durumun suçluluk oranında artış olduğunu gösterdiğini ifade ediyor. Ancak, bu artışta düşünce suçluları ve siyasal suçluların önemli bir yer tuttuğunu vurguluyor. "Eğer insanlar gerçekten cezalarını çekmek zorundaysa bugün de çekiyorlar; o zaman 5 ay sonra bırakılmaları gereksizdir. Ancak serbest bırakılmaları gerekiyorsa, haksızlığa uğradıkları düşünülüyorsa, o zaman 5 ay değil, 5 hafta bile beklemek fazladır."
Sonuç olarak, İbrahim Kaboğlu, 10. Yargı Paketi'nin beklentileri karşılamadığını ve içerdiği geri adımlarla ciddi sorunlar barındırdığını savunuyor. Paketin, özellikle çocuklar ve ceza yargısı bağlamında daha ciddiyetle ele alınması gerektiğini ve insan özgürlüğünü doğrudan ilgilendirdiği için toplumsal barış açısından büyük önem taşıdığını vurguluyor. Kaboğlu, "Yasa bir oyun değildir, normdur. Nesnel kurallar koyar ve bu kurallar kişilere göre değil, herkese eşit uygulanmak üzere oluşturulmuştur." diyerek hukuk devletinin önemine dikkat çekiyor.