Abdülhamit'e Suikast! Ermeni Örgütler ve Jön Türkler İttifakı
Gündem

Abdülhamit'e Suikast! Ermeni Örgütler ve Jön Türkler İttifakı


23 November 20255 dk okuma5 görüntülenmeSon güncelleme: 23 November 2025

Sultan Abdülhamit döneminde yaşanan siyasi çalkantılar, farklı ideolojilere sahip grupları aynı amaç doğrultusunda bir araya getirebiliyordu. Bu durumun en çarpıcı örneklerinden biri, Ermeni terör örgütleri ve Jön Türkler arasındaki işbirliği anlaşmalarıdır. Amaçları Sultan Abdülhamit'i devirmek olan bu iki farklı grubun ittifakı, dönemin siyasi atmosferini derinden etkilemiştir.

1897 Cenevre Görüşmeleri: İşbirliğinin İlk Sinyalleri

Ermeni terör olaylarının yoğunlaştığı 1892-1898 yılları arasında, Jön Türkler ve Ermeni örgütler arasında bir yakınlaşma başlamıştı. Bu yakınlaşmanın kırılma noktası ise 1897 yılındaki Cenevre görüşmeleri oldu. Sultan Abdülhamit'in baskıcı politikaları ve Meşrutiyet yönetiminin olmayışı, Jön Türkler tarafından Ermeni terör eylemlerinin nedeni olarak görülüyordu. Cemal Paşa'nın itiraf ettiği gibi, Jön Türkler bu dönemde Ermeni örgütlerine büyük yardımlarda bulunmuşlardı.

Prens Sabahattin de, Abdülhamit'in Meşrutiyet idaresi yokluğundan Ermenileri yok ettiğini savunuyordu. Bu düşünceler, Ermeni terör örgütleri ve Jön Türkler arasında bir "tabii müttefiklik" ilişkisi doğurmuştu. 1897'de Cenevre'de yapılan ilk görüşmelerde, Jön Türkler, büyük devletlerin müdahalesini reddederek, Ermenilerin terörist faaliyetlerinden vazgeçmesini ve Abdülhamit'i devirmek için her türlü çalışma şeklinin araştırılmasını teklif etti. Ancak bu teklif, Taşnaksutyun Partisi tarafından reddedilerek görüşmeler sonuçsuz kaldı.

1902 Paris Jön Türk Kongresi: Bölücü Unsurların Ortaklığı

1900 yılında da benzer işbirliği çağrıları devam etti. Bu sefer Ermeni terör örgütlerinin yanı sıra, bütün Osmanlı bölücü unsurları da dahil edildi. Damat Mahmut Paşa ve oğlu Prens Sabahattin'in çağrısıyla 4-9 Şubat 1902'de Paris'te bir kongre düzenlendi. Kongreye Türk, Ermeni, Arap, Rum, Yahudi, Kürt, Arnavut ve Çerkezlerden oluşan 70 delege katıldı.

Kongre sonunda alınan kararlar, Osmanlı Devleti'nin aleyhine olacak şekildeydi. Berlin Antlaşması gereği Doğu Anadolu'da yapılacak ıslahatlar, Makedonya dahil İmparatorluğun her tarafında yapılacak, bunun sonucu olarak bütün İmparatorluk dahilinde "mahalli idareler ve milli muhtariyet idareleri" kurulacaktı. Bu kararlar, Jön Türkler arasında ilk büyük çatlağın yaşanmasına neden oldu. Ahmet Rıza, Osmanlı yönetimi üzerine dış müdahaleyi çeken maddeye şiddetle itiraz etti. Bu durum, İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin zayıflamasına ve Prens Sabahattin'in grubunun güçlenmesine yol açtı.

  • Kongre kararları Osmanlı Devleti'nin aleyhineydi.
  • Jön Türkler arasında ilk büyük çatlak yaşandı.
  • Prens Sabahattin'in grubu güçlendi.

Abdülhamit'e Suikast Girişimleri ve İhanetin Boyutları

Jön Türklerin Sultan Abdülhamit'ten kurtulma planları, onu hem bir halk veya askeri ayaklanma ile devirmeyi, hem de bir suikastla öldürmeyi içeriyordu. Talat ve Bahaettin Şakir Beyler, bu düşüncelerini açıkça dile getirmişlerdi. Bahaettin Şakir, Abdülhamit'i öldürmek için birçok suikast girişiminde bulunmuştu. Hatta bir suikast girişiminde Ermeni bölücüleriyle işbirliği yapma yoluna gitmişti. Ancak bu suikastlar, finansman yetersizliği nedeniyle başarısızlıkla sonuçlandı.

Ermeni teröristler ise, 5 Temmuz 1905'te Yıldız Camii'nde Abdülhamit'e yönelik bir suikast düzenlediler. Bu suikastta, Osmanlı vatanını bölme emelli Siyonist Yahudilerin de parmağı olduğu iddia edilmektedir. Suikast, Sultan'ın Şeyhulislam Cemalettin Efendi ile konuşması nedeniyle 2 dakika 42 saniye gecikmeli olarak patlatılmış ve Abdülhamit ölümden kurtulmuştur.

Bu başarısız suikast girişimi, Jön Türk gruplarında gizli bir üzüntüye neden olmuştu. Tevfik Fikret, "Lahza-i Teahhür" adlı şiirinde, Abdülhamit'in ölümden kurtulmasına duyduğu üzüntüyü dile getirmişti. Bu şiir, dönemin siyasi atmosferini ve ihanetin boyutlarını gözler önüne sermektedir.

Sultan Abdülhamit'e yönelik suikast girişimleri ve Ermeni örgütler ile Jön Türkler arasındaki işbirliği, Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerindeki siyasi karmaşayı ve farklı ideolojilerin nasıl bir araya gelebileceğini göstermektedir. Bu ittifak, dönemin siyasi aktörlerinin çıkarları doğrultusunda nasıl hareket ettiğini ve imparatorluğun geleceği üzerindeki etkilerini anlamak açısından önemlidir.