Türkiye'de LGBTİ+ hakları mücadelesinin sembol isimlerinden Ahmet Yıldız'ın 2008'deki homofobik nefret cinayetinin davasında kritik bir aşamaya gelindi. 17 Nisan 2025 tarihinde İstanbul Anadolu Adliyesi'nde görülecek 41. duruşma öncesinde HEVİ LGBTİ+ Derneği, kamuoyuna çağrıda bulunarak davanın takipçisi olunmasını istedi. Duruşma, saat 12.00'da 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde gerçekleşecek.
Adalet Bekleyen Bir Cinayet
Ahmet Yıldız'ın katilinin hala yakalanmamış olması ve davanın zamanaşımına uğrama tehlikesi, LGBTİ+ hakları savunucuları ve kamuoyunda büyük bir endişe yaratıyor. Hevi LGBTİ+ Derneği, yaptığı açıklamada, demokratik kitle örgütleri ve hak savunucularını duruşmayı izlemeye ve süreci görünür kılmaya davet etti. Dernek, "Ahmet Yıldız için adalet hepimiz için adalet" sloganıyla adaletin sağlanması için mücadeleye devam edeceklerini vurguladı.
HEVİ LGBTİ+ Derneği'nin duruşmaya katılım çağrısında şu ifadelere yer verildi:
"Ahmet Yıldız’ın öldürülmesinin üzerinden 17 yıl geçmesine rağmen katil hâlâ bulunmamış ve yargı süreci adaletin sağlanmasından uzak bir şekilde devam etmektedir. Ahmet’in katilinin halen yakalanmamış olması, davada onlarca savcı ve hâkim değişmesine rağmen kayda değer bir ilerleme sağlanamaması ve davanın zaman aşımına uğrama tehlikesi, adaletin nefret suçlarıyla mücadeledeki yetersizliğini bir kez daha gözler önüne sermektedir."
Dernek, adaletin tecellisi için sürecin şeffaf ve etkili bir şekilde yürütülmesini, sanığın bir an önce yakalanmasını ve cinayetin nefret suçu kapsamında değerlendirilmesini talep ediyor.
Ahmet Yıldız Davası Neden Önemli?
Ahmet Yıldız davası, Türkiye'de LGBTİ+ bireylerin yaşam hakkı, güvenliği ve adalete erişimi açısından sembolik bir anlam taşıyor. Bu nedenle, HEVİ LGBTİ+ Derneği tüm demokratik kitle örgütlerini, meslek odalarını, baroları, siyasi partileri, milletvekillerini ve hak savunucularını duruşmayı izlemeye ve süreci görünür kılmaya davet ediyor.
- Davanın sembolik önemi
- LGBTİ+ hakları mücadelesi
- Adaletin sağlanması beklentisi
Bu dava, sadece bir cinayet davası olmanın ötesinde, Türkiye'deki LGBTİ+ bireylerin karşılaştığı ayrımcılık ve nefretin bir sonucu olarak görülüyor. Adaletin sağlanması, LGBTİ+ bireylerin eşit ve güvenli bir şekilde yaşama hakkının güvence altına alınması için kritik bir adım olarak değerlendiriliyor.
Olayın Geçmişi
26 yaşındaki Marmara Üniversitesi Fizik Bölümü öğrencisi Ahmet Yıldız, ailesine eşcinsel olduğunu açıklamasının ardından ölüm tehditleri almaya başlamıştı. Hatta, öldürülmesinden yaklaşık üç ay önce ailesi hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunmuştu. Ne yazık ki, 15 Temmuz 2008 tarihinde babası Yahya Yıldız tarafından ateşli silahla öldürüldü. Olayda bir başka kişi de yaralandı.
Ahmet Yıldız'ın cenazesi, ailesi tarafından alınmayınca Kimsesizler Mezarlığı'na defnedildi. Yaralanan kişinin şikâyeti üzerine 8 Eylül 2009'da başlayan dava süreci, 40 duruşma görülmesine rağmen henüz sonuçlanmadı. 2012'de hakkında kırmızı bültenle arama kararı çıkarılan firari sanık Yahya Yıldız ise hala bulunamadı.
Ahmet Yıldız cinayeti davası, Türkiye'de LGBTİ+ hakları mücadelesinin önemli bir dönüm noktası olmuştur. Dava süreci, LGBTİ+ bireylerin karşılaştığı ayrımcılık ve nefretin boyutlarını gözler önüne sermiş ve adaletin sağlanması için verilen mücadeleyi daha da güçlendirmiştir. Duruşmanın, adaletin tecellisi için bir fırsat olması ve sanığın bir an önce yakalanarak yargı önüne çıkarılması bekleniyor. Unutulmamalıdır ki, adalet sadece Ahmet Yıldız için değil, tüm LGBTİ+ bireyler için hayati önem taşıyor.