
Ani Katedrali Cami mi Oluyor? Fethin Hedefinde Dini Mekanlar!
Dini mekanlar, tarihin her döneminde fetihlerin önemli hedefleri arasında yer almıştır. Galip gelen taraf, egemenliğini pekiştirmek amacıyla dini mekanları ya yıkmış ya da kendi inancına uygun hale getirmiştir. Bu durum, özellikle Hristiyan ve İslam imparatorlukları arasındaki çatışmalarda sıkça görülmüştür. Günümüzde ise, bu fetih zihniyetinin hala devam edip etmediği tartışma konusudur. Peki, dini mekanların dönüştürülmesi neden bu kadar önemli?
Dini Mekanların Anlamı ve Önemi
Dini mekanlar, sadece birer bina veya ibadethane değildir. Aynı zamanda toplumun sosyal ve kültürel yapı taşlarından biridir. İnananlar için manevi bir sığınak olan bu mekanlar, aynı zamanda ideolojik bir formasyonla inşa edilirler. Mimari özellikleri, süslemeleri ve sembolleri ile dini mekanlar, hem inancı hem de iktidarın egemenliğini yansıtırlar. Bu nedenle, dini mekanların dönüştürülmesi, fethedilen toplumun dini üzerinde hakimiyet kurmanın etkili bir yoludur.
- Dini mekanlar, toplumun sosyal ve kültürel yapısını yansıtır.
- İnananlar için manevi bir sığınaktır.
- İktidarın egemenliğini simgeler.
Örneğin, "Ezan susmaz, bayrak inmez" sloganı, uhrevi ve dünyevi değerlerin iç içe geçtiği bir durumu ifade eder. Bu tür söylemlerle iktidarlar, inanç dünyasını kendi hegemonyaları için bir araç olarak kullanırlar. Bir dini mekan, sadece bir nesne olmaktan öte, bir inancı, bir kültürü, bir tarihi ve yoğun bir nostalji duygusunu temsil eder. Bu nedenle, galip gelen taraf, egemenliğini kurmak ve korumak için, kendi dininin mekanlarını inşa ederken, yenilen tarafın dini mekanlarını yok etmeye veya dönüştürmeye yönelir.
Türkiye'de Fetih Zihniyeti Devam Ediyor mu?
Osmanlı İmparatorluğu'nda, fethedilen topraklardaki kiliselerin camiye çevrilmesi sıkça görülen bir uygulamaydı. İstanbul'daki Ayasofya, bu duruma en büyük örnektir. Cumhuriyet döneminde ise, modern bir devlet iddiasında olan Türkiye'nin, cemaatsiz bırakılmış dini mekanlarla ne alıp veremediği sorusu akıllara gelmektedir. Osmanlı dönemindeki gayrimüslimlerin tasfiyesi yetmemiş olacak ki, cumhuriyette de devam etmiştir. 100 yıldır onlardan kalan yerleşim yerlerinin adları değiştiriliyor, mekanları tahrip ediliyor, ayakta kalmış az sayıda kiliseleri de hala camiye çevriliyor.
Cumhuriyet iktidarları bunları yalnızca Müslümanlık saikiyle yapmıyor. Aynı zamanda Türkleştirme politikası yürütüyor. Bütün mesele hafızayı silmekten, coğrafyayı yeniden tanımlamaktan ve Türk-İslamcı bir tarih inşa etmekten ibaret. Bu durum, Türkiye'de hala bir fetih zihniyetinin devam ettiğini göstermektedir.
Ani Katedrali'nin Camiye Çevrilmesi Girişimi
Kars'ın güneydoğusunda yer alan ve UNESCO Dünya Miras Listesi'nde bulunan Ani şehri, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle dikkat çekmektedir. Bu şehirde bulunan Ani Katedrali, Ermeni mimarisinin önemli bir örneğidir. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Dünya Anıtlar Fonu ortaklığında restore edilen katedralin, çalışmalar bittiğinde camiye çevrileceği haberleri ortaya çıkmıştır. Oysaki Ani'de camiye ihtiyaç yoktur. Katedralin yakınında bir cami bulunmaktadır. Bundan da önemlisi özgün bir mimarisiyle arkeolojik bir değere sahip olan bu katedral, tarihi ve kültürel değerlerin mekanla birlikte anlam bulduğu bir özelliğe sahip. Böyle bir yapının olduğu şekliyle korunması, uygarlık tarihine saygının bir gereğidir.
Ötekinin dini mekanlarını tahrip etmeler, camiye çevirmeler yalnızca iktidarların ideolojik ve siyasi egemenliklerini tahkim etmelerinden ibaret değil. Öyle görünüyor ki, ülkemizde bunu besleyen büyük bir kin ve düşmanlık kanalı var. İktidar herhalde Ani şehrinin adını tarihten silemeyince bu eski yerleşim yerini Türkleştirmek için hemen surların dibinde yer alan Ocaklı köyünün ismini 2016 Ani olarak değiştirmiş. Bu da yetmemiş, Ani’ye İslami kimlik vermek için Ermeni katedralini camiye çevirmeye çalışıyor. Esasında orta çağ dönemine ait fetih zihniyetinin ne yazık ki, bugün bile ülkemiz siyasetinde devam ettiği görülüyor.
Ani Katedrali'nin camiye çevrilmesi girişimi, Türkiye'de hala devam eden fetih zihniyetinin bir örneği olarak değerlendirilebilir. Bu durum, kültürel mirasın korunması ve farklı inançlara saygı gösterilmesi konularında önemli bir tartışma yaratmaktadır. Umarız yetkililer bu kararlarından en kısa sürede dönerler.