Belçika'da koalisyon hükümeti, İsrail'e uygulanacak olası yaptırımlar ve Filistin devletinin tanınması konusunda derin görüş ayrılıkları yaşıyor. Dışişleri Bakanı Maxime Prevot'nun hükümete sunduğu kapsamlı yaptırım önerileri, kabine toplantısında fikir birliğine varılamaması üzerine 2 Eylül'de yeniden ele alınacak. Bu durum, Belçika'nın Avrupa'daki duruşunu ve İsrail-Filistin meselesine yaklaşımını daha da önemli hale getiriyor.

Belçika Dışişleri Bakanı'ndan Hükümete Sert Uyarı

Dışişleri Bakanı Maxime Prevot, toplantı öncesinde yaptığı açıklamalarla dikkatleri üzerine çekti. "Belçika'nın tarihin doğru tarafında olması gerekiyor" diyen Prevot, hükümetle mutabakat sağlamak için elinden geleni yapacağını vurguladı. Bakan, İsrail konusunda daha sert adımlar atılmaması halinde hükümet çalışmalarını bloke etme seçeneğini dahi göz ardı etmediğini belirtti. Bu kararlı duruş, Belçika'nın İsrail politikasına yön verme potansiyeli taşıyor.

Yaptırım Önerileri Neler İçeriyor?

Bakan Prevot'nun hükümete sunduğu 25 sayfalık notta, İsrail'e karşı uygulanabilecek 10 somut önlem sıralanıyor. Bu önlemler arasında:

• İşgal altındaki topraklardan gelen ürünlere ithalat yasağı
• Bazı İsrailli yetkililere ülkeye giriş yasağı
• Yerleşimcilere yaptırımlar
• Belçika vatandaşı yerleşimciler için konsolosluk hizmetlerinin kısıtlanması
• Uluslararası hukuku ihlal eden Belçikalılar hakkında soruşturma açılması
• İsrail'e silah taşınmasını sağlayan uçuşların Belçika hava sahasından geçişinin yasaklanması
• Askeri ekipman alımlarının durdurulması
• İsrail savunma sanayisiyle işbirliğinin sonlandırılması
• Filistin devletinin ivedilikle tanınması

Bu kapsamlı öneriler, Belçika'nın İsrail'e karşı daha sert bir tutum sergileme potansiyelini ortaya koyuyor. Ancak, koalisyon hükümetindeki farklı görüşler, bu adımların atılmasını zorlaştırıyor.

Belçika'daki Koalisyon Ortaklarının Farklı Tutumları

Belçika'da koalisyon hükümetini oluşturan partiler arasında İsrail politikası konusunda önemli görüş ayrılıkları bulunuyor. CD&V, Les Engages ve Vooruit partileri, hükümeti Filistin'i tanımaya ve İsrail'e ekonomik yaptırımlar uygulamaya çağırırken, iktidar partisi N-VA ve MR ise tanınma koşullarının henüz karşılanmadığını ve yaptırımların ABD desteği olmadan etkisiz kalacağını savunuyor. Bu farklı tutumlar, hükümetin ortak bir karar almasını zorlaştırıyor ve Belçika'nın dış politikasında belirsizlik yaratıyor.

Belçika'nın İsrail'e yönelik olası yaptırımları ve Filistin devletini tanıma kararı, Avrupa'da geniş yankı uyandırabilir. Bu adım, diğer Avrupa ülkelerini de benzer adımlar atmaya teşvik edebilir ve İsrail üzerindeki uluslararası baskıyı artırabilir. Ancak, koalisyon hükümetindeki görüş ayrılıkları ve ABD'nin olası tepkisi, Belçika'nın bu konuda ne kadar ileri gidebileceğini belirsizleştiriyor. 2 Eylül'deki kabine toplantısı, bu konuda önemli bir dönüm noktası olabilir.