
Emekli Hayatını Taka'ya Adadı! Üst Kat Benim, Alt Kat Senin!
Emekli olduktan sonra hayatını el sanatına adayan Ziya Bayraktar, Samsun'daki atölyesinde Karadeniz'in kültürel sembolü olan taka teknelerini yeniden canlandırıyor. Hobi olarak başladığı bu uğraşta yıllık 10 bin adede yaklaşan üretim gerçekleştiriyor. Bayraktar'ın hikayesi, emeklilikte yeni bir anlam bulmanın ve kültürel mirası yaşatmanın güzel bir örneği.
Taka Tekne Tutkusu Nasıl Başladı?
Ziya Bayraktar, taka tekne yapımına aslında emekli olmadan önce başlamış. Farklı illerde görev yaparken sosyal ortamların kısıtlı olması, onu evde bir şeyler yapmaya yöneltmiş. Bayraktar, o günleri şöyle anlatıyor: "Emekli olmadan önce de yapıyordum. Evde hobi olarak başlamıştım. Farklı illerde bulunduk, sosyal ortamlar azdı. Öyle olunca evde mecbur bir şeylerle ilgilenmek zorunda kalıyorsunuz." Bu meşguliyet arayışı, onu Karadeniz'in simgesi olan taka teknelerine yöneltmiş.
"Üst Kat Benim, Alt Kat Senin Olsun"
Bayraktar'ın eşiyle arasındaki tatlı atışmalar, işin boyutunu gözler önüne seriyor. Atölyesini evinin üst katına kuran Bayraktar, eşine "Üst kat benim, alt kat senin olsun" diyerek espriyle karışık bir paylaşım yapmış. Bu durum, Bayraktar'ın işine ne kadar tutkuyla bağlandığını ve evini adeta bir atölyeye dönüştürdüğünü gösteriyor.
Karadeniz Taka'ları Neden Önemli?
Taka tekneler, Karadeniz'in denizcilik kültürünün önemli bir parçasıdır. Yüzyıllardır balıkçılıkta ve ulaşımda kullanılan bu tekneler, bölgenin coğrafi koşullarına uygun olarak tasarlanmıştır. Taka'ların kendine özgü yapısı ve dayanıklılığı, Karadeniz'in hırçın sularında güvenli bir şekilde seyretmeyi mümkün kılar. Ziya Bayraktar'ın bu tekneleri yeniden canlandırması, sadece bir el sanatı faaliyeti değil, aynı zamanda kültürel bir mirası yaşatma çabasıdır.
- Taka tekneler, Karadeniz'in sembolüdür.
- Balıkçılık ve ulaşımda önemli rol oynar.
- Bölgenin coğrafi koşullarına uygundur.
- Kültürel mirası temsil eder.
Ziya Bayraktar'ın emeklilik hayatını taka tekne yapımına adaması, hem kendisine anlamlı bir uğraş sağlamış hem de Karadeniz kültürünün önemli bir parçasını yaşatmasına vesile olmuştur. Bayraktar'ın hikayesi, emeklilikte yeni hobiler edinmenin ve kültürel mirasa sahip çıkmanın önemini vurgulayan ilham verici bir örnektir. El sanatlarıyla uğraşmak, sadece zaman geçirmekle kalmaz, aynı zamanda yaratıcılığı geliştirir ve kültürel bağları güçlendirir. Bayraktar'ın azmi ve tutkusu, gelecek nesillere de örnek olacaktır.










