Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, katıldığı bir törende yaptığı konuşmada, deprem felaketinin ardından acıyı umuda, enkazı yuvaya, gözyaşlarını tebessüme dönüştürdüklerini ifade etti. Bakan Kurum, depremzedelere yönelik yapılan çalışmalar hakkında önemli açıklamalarda bulundu.

Küllerimizden Doğan Yuvalar

Bakan Kurum, depremin 15. gününde ilk yuvaların temellerinin atıldığını ve yaraların sarılarak şehirlerin yeniden ayağa kaldırıldığını belirtti. "Bugün de küllerimizden doğan bu yeni yuvalarımızın 350 bin umuda, 350 bin tebessüme, 350 bin huzura dönüştüğüne şahit oluyoruz" diyen Kurum, çalışmaların hızla devam ettiğini vurguladı.

Hedef: Evsiz Depremzede Kalmayacak

Bakan Kurum, önümüzdeki ay evine kavuşmamış tek bir depremzede bırakmayacaklarını ve 453 bin yuvayı depremzedelere teslim edeceklerini müjdeledi. Türkiye'nin bu büyüklükteki bir felaketin ardından bu kadar kısa sürede bu denli büyük bir konut projesini hayata geçirmesinin dünyada eşi benzeri olmadığını belirtti. Kurum, "İnanın, dünyada hiçbir ülke böylesi bir felaketin ardından böyle kısa bir sürede 450 bin yuvayı asla inşa edemez" şeklinde konuştu.

Bu Eserler Milletine Sevdalı Bir Devletin Gücüdür

Bakan Kurum, bu muazzam eserlerin milletine sevdalı bir devletin gücü olduğunu ve tarihe kazınan bir zaferin adı olduğunu vurguladı. Ayrıca, bu eserlerin yuva kuran lider Recep Tayyip Erdoğan’ın vizyonu ve kararlılığı sayesinde hayata geçirildiğini ifade etti. Türkiye'nin deprem yaralarını sarmak için gösterdiği bu üstün çaba, uluslararası alanda da takdirle karşılanıyor.

Deprem bölgesinde yaşamın normale dönmesi ve depremzedelerin yeniden güvenli yuvalarına kavuşması için devletin tüm imkanları seferber edilmiş durumda. Bu süreçte, dayanışma ve yardımlaşma ruhuyla hareket eden Türk halkı, yaraların sarılmasında önemli bir rol oynuyor.

Sonuç

Bakan Kurum'un açıklamaları, depremzedeler için umut verici bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Hükümetin kararlılığı ve hızlı çalışmaları sayesinde, depremzedelerin en kısa sürede yeni yuvalarına kavuşması hedefleniyor. Bu büyük proje, Türkiye'nin afetlere karşı dayanıklılığını artırma ve vatandaşlarına güvenli bir gelecek sunma yolunda önemli bir adım olarak tarihe geçecektir.