BM'nin 80. Genel Kurul oturumu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın damga vurduğu anlara sahne oldu. Dinleyici locaları tıklım tıklım doluyken, diplomatlar merakla beklenen konuşmacıları dinlemek için yerlerini almıştı. Geleneksel olarak ilk konuşmayı Brezilya devlet başkanları yaparken, ikinci sırada ABD Başkanı kürsüye çıktı.

Trump'ın Konuşması ve Erdoğan'ın Farkı

ABD Başkanı'nın konuşması daha çok Amerikan iç siyasetine dönük mesajlar içeriyordu. Yürüyen merdiven ve prompter arızası yüzünden BM'yi eleştirmesi dikkat çekti. Barıştan ve başarılarından söz etse de, İsrail'in yanında durması ve Filistin Devleti'nin tanınmasına karşı çıkması eleştirilere neden oldu. Ancak asıl dikkat çeken an, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kürsüye çıkmasıyla yaşandı.

Erdoğan'ın Tarihi Konuşması

Erdoğan'ın ismi anons edildiğinde salondan alkışlar yükseldi. Sadece Müslüman ülkelerin ve Türk Cumhuriyetlerinin temsilcileri değil, farklı coğrafyalardan da destek sesleri duyuldu. Erdoğan'ın, Gazze'nin çığlığını yansıtan ve görsellerle desteklenen konuşması, küresel vicdanları harekete geçirdi ve mazlumlara umut oldu. Açlıkla ölüme mahkûm edilen, soykırıma uğrayan Gazzelilerin dramını dünyaya haykıran o fotoğrafların BM Genel Kurulu'nda gösterilmesinin hiç de kolay gerçekleşmediğini belirtmek gerekiyor.

• Gazze'deki insanlık dramına dikkat çekildi.
• Adil bir dünya vurgusu yapıldı.
• Uluslararası kamuoyunda farkındalık oluşturuldu.

"Daha Adil Bir Dünya" İdeali

Erdoğan'ın, kimi batılı liderlerde geç de olsa karşılık bulan mesajları, dünyanın ezilmiş ama adalet isteyen halklarında ise hakiki değerini buluyor. Erdoğan'la simgeleşen "Daha Adil Dünya" söylemi bir dip dalgası ve taban hareketi olarak artık geri dönülemez noktaya doğru ilerliyor. Bu söylem, uluslararası arenada yankı uyandırarak, küresel adaletin sağlanması için önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.

Erdoğan'ın BM'deki etkili konuşması, Türkiye'nin uluslararası arenadaki rolünü bir kez daha gözler önüne serdi. Gazze'ye yönelik duyarlılığı ve adil dünya çağrısı, küresel vicdanlarda derin izler bıraktı. Erdoğan'ın liderliğindeki Türkiye, mazlumların sesi olmaya ve uluslararası arenada adaleti savunmaya devam edecek.