23 Nisan 2025 Çarşamba

Gazeteci Yıldız Tar Tutuklandı! LGBTİ+ Hakları Savunucusu Neler Söyledi?

Gazeteci ve LGBTİ+ hakları savunucusu Yıldız Tar, Halkların Demokratik Kongresi'ne (HDK) yönelik operasyon kapsamında tutuklandı. Yaklaşık iki aydır Silivri Cezaevi'nde bulunan Tar, tutuklanma sürecini ve LGBTİ+ mücadelesine yönelik artan baskıları değerlendirdi. Gazeteci Yıldız Tar'ın tutuklanmasıyla ilgili merak edilenler ve önemli açıklamaları haberimizde.

Yıldız Tar'ın Tutuklanma Süreci ve Değerlendirmesi

Yıldız Tar, tutuklanma sürecini "Geldiler, aldılar, tutukladılar. Süreç bundan ibaret." şeklinde özetledi. Yaşananların normal koşullar altında olağandışı olabileceğini belirten Tar, Türkiye'de insan hayatına verilen değerin ve insan onuru kavramının içselleştirilmediğini vurguladı. Tar, "Ancak iktidar ne kadar çabalarsa çabalasın, bizlerden alamayacağı bir hakikat var: O da onur." dedi. Baskı mekanizmaları ve siyasal şiddetle yaşamların anlam ve değerinin kısıtlanabileceğini, ancak onurlu bir yaşam sürmenin, hiçbir iktidarın alamayacağı bir seçim olduğunu ifade etti.

Tar, tutuklanmasının gazeteciliğe de bir saldırı olduğunu ve LGBTİ+ düşmanı bir yasa hazırlığı varken KaosGL.org Genel Yayın Yönetmeni'nin tutuklanmasının bir gözdağı olduğunu belirtti. Ancak LGBTİ+'ların hikâyelerini anlatacak, seslerine ses katacak insanlar kalmadığında bu tür girişimlerin başarıya ulaşabileceğini, fakat böyle bir günün asla gelmeyeceğini vurguladı.

Kaos GL ve Yıldız Tar'ın Tutuklanması

Yıldız Tar, Kaos GL'nin uzun yıllardır Türkiye'de LGBTİ+'ların sesi olduğunu ve tutuklanmasının Kaos GL nezdinde bir kişinin bir süre ortalıkta olmaması anlamına geldiğini ifade etti. Kaos GL'nin hem bir dernek hem de bir internet gazetesi olarak çok köklü ve deneyimli bir kurum olduğunu belirten Tar, 2013'ten beri devam eden meslek hayatı boyunca KaosGL.org'ta habere ve haberciliğe dair en çok şeyi öğrendiğini söyledi. Tar, "Benim tutuklanmamla Kaos GL yıkılmaz!" dedi.

Tar, Kaos GL Genel Yayın Yönetmenliği görevini cezaevinde sürdüremediğini, ancak kurumsallaşabilmiş bir yayının isimlerden bağımsız bir düzen oluşturabileceğini belirtti. Karin Karakaşlı ve Oğulcan Özgenç'in nöbetçi yayın yönetmenliğini üstlenmesiyle yayın yönetmenliğinin gündelik ve teknik yüklerinden kurtulduğunu, cezaevinde daha rahat yazıp çizebildiğini ifade etti. Tar, devletin yeni cezaevleri inşa ettiğinin reklamını yaparken bundan da bahsetmesi gerektiğini söyleyerek, "Onurlu bir yaşam sürmeye çalışın, biz sizi buluruz." şeklinde ironik bir reklam metni önerdi.

"Aile Yılı" ve LGBTİ+ Karşıtı Yasa Taslağı

Tar, "Aile Yılı" ile ilgili gelişmeleri TV kanallarından ve gazetelerden takip edemediğini, daha çok görüşlerden ve mektuplardan bilgi edindiğini belirtti. Kaos GL.org'un açığa çıkardığı LGBTİ+ karşıtı yasa taslağı ve buna karşı LGBTİ+ örgütlerinin kampanyalarının ne TV kanallarında ne de gazetelerde yer aldığını ifade etti. Tar, devletin mahpusların haber alma hakkını kısıtladığını, medyanın da sansasyona dayalı habercilikle bu hakkı daha da kısıtladığını söyledi.

Tar, İmamoğlu protestolarını Gezi Direnişi ile kıyaslayan yazıların gerçekçi olmadığını, Gezi'nin demokratik karar alma mekanizmalarının olduğu ve toplumsal taleplerin kendilerine yer bulabildiği tarihsel bir sıçrama anı olduğunu belirtti. İmamoğlu protestolarının ise CHP'nin öncülüğünde yürütülen bir tepkiler zinciri olduğunu ifade etti. Tar, LGBTİ+ hareketinin adım adım gettolaştığını ve bu gettolaşmanın hareketin pratiksiz, söylemsel bir radikalizme düşmesine yol açabildiğini vurguladı. İlişkiler ve temaslarla karşılıklı öğrenebilme becerisinin, LGBTİ+ hareketinin başarılarının arkasında yatan en önemli etmenlerden biri olduğunu söyledi ve "LGBTİ+’ların özgürleşmesi, bütün bir toplumu özgürleştirecektir." dedi.

Yıldız Tar, cezaevinde geçirdiği süre boyunca horladığı gerçeğiyle yüzleştiğini ve 42 kişilik koğuşta 18-25 yaş arası gençlerin her öksürdüğünde "Yaş 35, yolun yarısı, dikkat et" şakalarıyla karşılaştığını belirtti. Cezaevinin gerçekten yaşlandırdığını ve 35 yaşın yaşlı sayıldığı bir mahpus profili olduğunu ifade etti.

Yıldız Tar, 2009 yılında Lambdaistanbul'un kapısından ilk girdiğinden beri LGBTİ+ hareketinin kendisi için her türlü anlayış ve şefkati bulabildiği bir yer olduğunu ve 16 yıl sonra aynı hislere sahip olduğunu belirtti. Mektuplarda paylaşılan hikâyelerin, onurlu bir yaşam sürme meselesini bir kez daha hatırlattığını ve korku ile endişenin panzehirinin, daha iyi bir dünya için atılan her adımın birilerine değdiğini hatırlamak olduğunu vurguladı. Tar, "Unutmayalım ki: Her temas iz bırakır ve iz bırakanlar unutulmaz." dedi.

İlgili Haberler