İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, İngiliz The Guardian gazetesinde yayımlanan makalesiyle Türkiye gündemine bomba gibi düştü. İmamoğlu, yazısında Türkiye'deki demokratik sürecin ciddi bir tehdit altında olduğunu vurgulayarak dikkatleri üzerine çekti. Peki, İmamoğlu'nun bu çarpıcı açıklamalarının ardında yatan gerçekler neler?

Türkiye'de Demokrasi Alarm Veriyor mu?

İmamoğlu, makalesine "İstanbul’a Belediye Başkanı Seçildim. Ama Bu Satırları Hapisten Yazıyorum" başlığıyla başlayarak okuyucuyu daha ilk cümleden etkisi altına alıyor. Yazısında geçen yıl oyların %51’ini alarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına yeniden seçildiğini hatırlatan İmamoğlu, hükümet destekli adayı ikinci kez mağlup ettiğini belirtiyor. Ancak, İmamoğlu'na göre Türkiye'de demokrasi en tehlikeli dönemine girmiş durumda. Bu süreçte üniversite diplomasının ani bir kararla geçersiz sayılması, yolsuzluk ve "terör örgütüne yardım" suçlamaları gibi olaylar İmamoğlu'nun dikkat çektiği önemli noktalardan bazıları.

İmamoğlu, The Guardian'daki yazısında şu ifadelere yer veriyor:

“Geçen yıl, oyların %51’ini alarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına yeniden seçildim. Bu, hükümet destekli adayı ikinci kez mağlup ettiğim seçimdi. İlki, 2019’da, seçimler uydurma gerekçelerle iptal edildiğinde gerçekleşmişti; seçmenler yeniden sandığa gidip bize çok daha büyük bir farkla zafer kazandırmıştı. Ancak bu yıl, Türkiye'de demokrasi en tehlikeli dönemine girmiş durumda..."

"Muhalefet Susturulmaya mı Çalışılıyor?"

İmamoğlu, Türkiye genelinde muhalefetten 10’dan fazla belediye başkanının cezaevinde olduğunu ve bu sayının giderek arttığını vurguluyor. İstanbul’daki ilçelerin dörtte birinden fazlasında seçilmiş başkanların tutuklandığını ve milyonlarca seçmenin sesinin kesildiğini belirten İmamoğlu, Adana ve Antalya’daki belediye başkanlarından, İstanbul’daki belediye personeline kadar baskıların her seviyeye ulaştığını ifade ediyor. Gazeteciler, akademisyenler, iş insanları ve öğrenciler dâhil yüzlerce kişinin hapiste olduğunu belirten İmamoğlu, Avrupa Konseyi Gençlik Delegesi Enes Hocaoğulları'nın sadece düşüncelerini ifade ettiği için gözaltına alınmasına da dikkat çekiyor.

İmamoğlu'nun yazısında dikkat çektiği diğer önemli noktalar ise şu şekilde:

• Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yargıyı demokratik muhalefete karşı silah olarak kullanması
• CHP’yi kapatamayan iktidarın, 2023 yılındaki parti kurultayının sonuçlarını geçersiz kılacak bir dava ile partinin yükselen lider kadrosunu tasfiye etmeye çalışması
• Bir mahkemenin CHP’nin İstanbul il kongresini iptal edip, il başkanını görevden alarak yerine kayyum ataması

Türkiye'nin Demokrasi Mücadelesi: Sonuç Ne Olacak?

İmamoğlu, Türkiye'nin demokrasi, özgürlük ve adalet mücadelesinin sadece Türkiye'ye ait olmadığını, demokrasinin evrensel bir proje olduğunu kanıtlayan bir ülke otokrasiye daha da kayarsa, bunun sonuçlarının tüm dünyayı etkileyeceğini belirtiyor. Ancak, İmamoğlu kararlılığını vurgulayarak halkın iradesinin galip geleceğini ifade ediyor. Adaletsizlikler karşısındaki öfkenin bir stratejiye dönüşmesi gerektiğini belirten İmamoğlu, bu stratejinin Türkiye’nin demokratik mirasına saygı gösteren yeni bir siyasi kültür ve kurumlar inşa etmeyi içermesi gerektiğini söylüyor. İmamoğlu, bunu başarabilirlerse sadece ülkemizde demokrasiyi geri kazanmakla kalmayacaklarını, onu dünya çapında yeniden ayağa kaldıracaklarını ifade ediyor.