Türkiye ekonomisinin son yıllarda karşı karşıya kaldığı kur dalgalanmaları ve yüksek enflasyon, hükümeti Kur Korumalı Mevduat (KKM) gibi çeşitli önlemler almaya yöneltti. Ancak bu uygulama, beraberinde bir dizi soru işaretini de getirdi: KKM gerçekten vatandaşın birikimlerini koruyor mu, yoksa Merkez Bankası'na ağır bir yük mü bindiriyor? Bu karmaşık denklemi mercek altına alalım.
KKM Vatandaş İçin Güvenli Bir Liman mı?
KKM, Türk Lirası (TL) cinsinden mevduatların döviz kurundaki artışa karşı korunmasını amaçlayan bir sistemdir. Bu sistemde, vatandaşlar TL'lerini bankalara yatırır ve eğer döviz kuru belirli bir seviyenin üzerine çıkarsa, aradaki fark devlet tarafından karşılanır. Özellikle yüksek enflasyon ve kur belirsizliğinin hüküm sürdüğü dönemlerde, birikimlerini korumak isteyenler için cazip bir seçenek olarak öne çıkmaktadır.
- Dövize kaçışı yavaşlattı: TL'ye olan güvenin azaldığı dönemlerde, vatandaşların doğrudan döviz veya altına yönelmesini engelledi.
- Faiz artışlarına rağmen TL mevduatını destekledi: Normalde döviz kuru yükselirken TL tasarruflar erirken, KKM sayesinde birikimler korundu.
- Kısa vadeli kazancı garanti etti: Özellikle küçük tasarruf sahipleri için belirsizlik ortamında bir nevi sigorta işlevi gördü.
Ancak bu sistemin bazı potansiyel maliyetleri de bulunmaktadır:
- Vergi kaybı: KKM'ye yönelenler, döviz veya altın alımı yerine TL'de kaldığı için devlet döviz işlemlerinden alacağı vergiyi kaybediyor.
- Enflasyon baskısı: TL'yi korumak için Merkez Bankası'nın yüksek faiz ödemeleri, uzun vadede enflasyonu tetikleyebilir.
Merkez Bankası'na Yüklenen Devasa Yük
KKM, vatandaşlara güvence sağlarken, aynı zamanda Merkez Bankası'nın bilançosuna ciddi bir risk yüklüyor. Özellikle kurdaki yükselişler, Merkez Bankası'nın KKM hesaplarına ödemesi gereken miktarın artmasına neden oluyor. Bu durum, Merkez Bankası'nın maliyetlerini artırırken, para basma riskini de beraberinde getiriyor. Eğer kurda ani ve büyük bir yükseliş yaşanırsa, Merkez Bankası'nın bu yükü karşılamak için para basması gerekebilir ki bu da enflasyonu daha da körükleyebilir.
Ayrıca, KKM piyasa dengelerini de bozabilir. TL'ye yapay bir talep yaratırken, döviz ihtiyacını artırarak piyasada distorsiyonlara yol açabilir.
Sonuç: KKM Kalıcı Bir Çözüm mü?
KKM, kısa vadede döviz çıkışını engelleyen ve TL'yi destekleyen bir mekanizma olarak işe yarasa da, uzun vadede sürdürülebilir bir çözüm değildir. Çünkü maliyetleri sürekli artmakta, enflasyonla mücadeleyi zorlaştırmakta ve vatandaşların tasarruf tercihlerini yapay olarak şekillendirmektedir. Asıl çözüm, enflasyonu düşürecek yapısal reformlar ve kur istikrarını sağlayacak makroekonomik politikalardır. KKM, bir can simidi olabilir, ancak ekonomiyi kurtaracak gemi değildir.
Özetle:
- Vatandaş için kısa vadeli koruma sağlıyor.
- Ancak Merkez Bankası'nın mali yükünü artırıyor.
- Uzun vadede enflasyon ve istikrar riski taşıyor.
Ekonomi politikaları, geçici tedbirlerle değil, kalıcı çözümlerle ayakta durmalıdır. KKM'nin başarısı, en nihayetinde enflasyonla mücadelenin başarısına bağlıdır. Unutmayalım ki ekonomi, güven ve istikrar üzerine kuruludur. Güven olmadan, hiçbir mekanizma sonsuza kadar işlemez.