Kuzey Kore'nin geliştirdiği yapay zeka (AI) kontrollü kamikaze sualtı sürüsü, uluslararası arenada büyük yankı uyandırdı. ABD ve Japonya, bu gelişmeyi bölgesel güvenlik açısından ciddi bir tehdit olarak değerlendirirken, sistemin otonom hareket yeteneği endişeleri artırıyor. Peki, bu yeni nesil silah teknolojisi, dünya güvenliğini nasıl etkileyecek?

AI Kontrollü Kamikaze Sürüsü Nedir?

Kuzey Kore'nin kıyı açıklarında test ettiği bu sistem, yapay zeka ile kontrol edilen çok sayıda insansız sualtı aracından oluşuyor. Bu araçlar, merkezi bir komuta ihtiyaç duymadan rota belirleyebiliyor, hedef değişikliklerini takip edebiliyor ve eş zamanlı manevralar gerçekleştirebiliyor. Uzmanlar, sistemin elektronik karıştırma koşullarına rağmen görevini sürdürebilmesinin dikkat çekici olduğunu vurguluyor.

• Otonom hareket yeteneği
• Hedef takibi ve değişikliklere uyum
• Eş zamanlı manevra kabiliyeti
• Elektronik karıştırmaya karşı direnç

Japonya Savunma Bakanlığı, görüntüleri inceledikten sonra sistemin "deniz güvenliğini tehdit eden bir unsur" olabileceğini belirtti. ABD'li yetkililer ise kamikaze görev profiline sahip sualtı sürülerinin bir filo gemisine toplu şekilde yönlendirilmesi hâlinde savunmayı zorlayabileceğini ifade ediyor. Bu durum, otonom silahların kullanımına ilişkin etik tartışmaları yeniden alevlendiriyor.

Teknolojinin Getirdiği Yeni Riskler

Uydu verileri, sualtı araçlarının hedef konumuna göre yaklaşma açılarını dinamik olarak ayarlayabildiğini gösteriyor. Bu durum, klasik torpido sistemlerine kıyasla daha öngörülmez bir risk profili oluşturuyor. Ayrıca, araçların düşük akustik iz taşıdığı da değerlendiriliyor. ABD kaynakları, sistemin henüz erken aşamada olduğunu ancak geliştirilmesi hâlinde bölgedeki savunma dengelerini değiştirebilecek güçte olduğunu belirtiyor.

Yapay zeka destekli saldırı optimizasyonu sayesinde, bu sualtı araçları hedeflerine daha etkili bir şekilde yönelebiliyor. Bu da mevcut savunma sistemlerinin yetersiz kalabileceği endişesini doğuruyor.

Uluslararası Tepkiler ve Olası Yaptırımlar

Birleşmiş Milletler uzmanları, sistemin mevcut yaptırım kararları kapsamında incelenebileceğini belirtti. Ancak, otonom ve AI kontrollü sualtı silahlarıyla ilgili uluslararası hukuk düzenlemelerinin yetersiz olması, süreci daha karmaşık hâle getiriyor. Bu durum, uluslararası toplumun ortak bir güvenlik stratejisi geliştirmesi gerekliliğini ortaya koyuyor.

Bu gelişmeler, yapay zeka ve otonom sistemlerin askeri alandaki kullanımının sınırlarını ve etik boyutlarını yeniden tartışmaya açıyor. Uluslararası toplumun, bu teknolojilerin potansiyel risklerini minimize etmek için iş birliği yapması ve ortak standartlar belirlemesi büyük önem taşıyor.