İstanbul Kadıköy'deki Mavi Çarşı'ya 1999 yılında düzenlenen ve 13 kişinin ölümüne neden olan saldırıda gözcülük yaptığı iddiasıyla 26 yıldır tutuklu yargılanan Azime Işık, yeniden yargılandığı davada beraat etti. Bu karar, hem hukuk çevrelerinde hem de kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. AİHM'in (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi) kararı doğrultusunda gerçekleşen yeniden yargılama sonucunda gelen beraat kararı, Işık'ın uzun yıllar süren hukuk mücadelesinin bir sonucu olarak değerlendiriliyor.

Mavi Çarşı Katliamı: Unutulmayan Acı

Mavi Çarşı katliamı, Türkiye'nin yakın tarihine kara bir leke olarak kazınmıştır. 1999 yılında Kadıköy'de yaşanan bu hain saldırı, 13 masum insanın hayatını kaybetmesine ve onlarca kişinin yaralanmasına neden olmuştu. Olayın ardından başlatılan soruşturma kapsamında Azime Işık da gözaltına alınmış ve yargılanmıştı. Işık, saldırıda gözcülük yapmakla suçlanmış ve müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı.

Yıllarca süren yargılama sürecinde Işık, suçsuz olduğunu savunmuş ve masumiyetini kanıtlamak için büyük bir hukuk mücadelesi vermiştir. Ancak, yerel mahkemelerdeki yargılamalar sonucunda verilen mahkumiyet kararları değişmemiştir.

AİHM'den Gelen Umut Işığı

Azime Işık, Türkiye'deki hukuk yollarının tükenmesi üzerine davayı AİHM'e taşımıştır. AİHM, yaptığı inceleme sonucunda yargılama sürecinde bazı usul hataları tespit etmiş ve Türkiye'yi yeniden yargılama yapmaya davet etmiştir. AİHM'in bu kararı, Işık için bir umut ışığı olmuştur. Yeniden yargılama sürecinde mahkeme, AİHM'in tespitlerini dikkate alarak delilleri yeniden değerlendirmiş ve sonunda Işık'ın beraatine karar vermiştir.

Beraat kararıyla birlikte tahliye edilen Azime Işık'a, 26 yıl tutuklu kaldığı davadan dolayı 30 bin TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmiştir. Bu tazminat, Işık'ın yaşadığı mağduriyetin kısmi bir telafisi olarak değerlendirilebilir.

• AİHM'in kararı Türkiye'deki yargı sisteminin işleyişi hakkında önemli soruları gündeme getirdi.
• Yeniden yargılama sürecinin önemi bir kez daha vurgulandı.
• Hukuk devletinin temel ilkelerinden olan adil yargılanma hakkının ne kadar önemli olduğu bir kez daha anlaşıldı.

Azime Işık'ın yaşadığı bu olay, hukuk sistemimizde yaşanan sorunlara ve adaletin tecellisi için ne kadar uzun ve zorlu bir süreçten geçilebildiğine dair önemli bir örnek teşkil etmektedir.