Boğaziçi Üniversitesi'nde yaşanan Nurettin Yıldız protestosu sonrasında 97 öğrencinin gözaltına alınması büyük yankı uyandırdı. "6 yaşındaki kız çocukları evlendirilebilir" şeklindeki tartışmalı ifadeleriyle bilinen Nurettin Yıldız'ın üniversitede konuşma yapması, öğrencilerin tepkisine neden olmuştu. Protesto eylemine katılan öğrenciler, gözaltına alınmalarının ardından sorguya çekildi ve sorguda sorulan sloganlar dikkat çekti.

Nurettin Yıldız Protestosu Neden Bu Kadar Büyüdü?

Nurettin Yıldız'ın geçmişte yaptığı ve büyük tepki çeken açıklamalar, Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin protestosunun temel nedeni oldu. Yıldız'ın özellikle çocuk yaşta evliliklerle ilgili sözleri, kamuoyunda büyük infial yaratmış ve bu tür söylemlerin normalleştirilmesine karşı çıkan kesimlerin tepkisini çekmişti. Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin bu protestosu, aslında bu tür söylemlere karşı bir duruş sergileme ve kamuoyunu bilinçlendirme amacı taşıyordu.

Öğrencilerin protestosu sırasında attığı sloganlar, bu duruşun en net ifadeleriydi. Ancak gözaltına alınan öğrencilere sorguda bu sloganların sorulması, olayın farklı bir boyut kazanmasına neden oldu. Öğrencilere sorulan sloganlar arasında şunlar yer alıyordu:

• "Çocuklar susmayacak!"
• "Laik eğitim istiyoruz!"
• "Nurettin Yıldız üniversiteden defol!"

Bu sloganlar, öğrencilerin temel taleplerini ve tepkilerini açıkça ortaya koyuyordu.

Gözaltılar ve Öğrencilere Yöneltilen Suçlamalar

Protesto sonrasında 97 öğrencinin gözaltına alınması, öğrenci çevrelerinde ve kamuoyunda büyük tepkilere yol açtı. Öğrencilere yöneltilen suçlamalar arasında "izinsiz gösteri yapmak", "kamu düzenini bozmak" ve "polise mukavemet" gibi maddeler yer alıyordu. Ancak öğrencilerin avukatları, gözaltıların hukuki dayanağının olmadığını ve öğrencilerin sadece ifade özgürlüklerini kullandıklarını savundu. Gözaltına alınan öğrencilerin birçoğu, sorgularının ardından serbest bırakıldı. Ancak bazı öğrenciler hakkında adli kontrol şartı getirildi.

Bu olay, Türkiye'de ifade özgürlüğü ve protesto hakkı gibi temel hakların ne kadar güvence altında olduğu sorusunu yeniden gündeme getirdi. Özellikle üniversitelerde yaşanan bu tür olaylar, öğrencilerin ve akademisyenlerin düşüncelerini özgürce ifade etme konusunda ne kadar rahat oldukları konusunda endişeler yaratıyor.

Olayın Sonuçları ve Toplumsal Etkileri

Boğaziçi Üniversitesi'nde yaşanan bu olay, sadece üniversite içinde değil, tüm Türkiye'de yankı uyandırdı. Birçok sivil toplum kuruluşu ve insan hakları örgütü, gözaltıları kınadı ve öğrencilerin serbest bırakılması çağrısında bulundu. Olayın sosyal medyada geniş yankı bulması, konunun daha geniş kitlelere ulaşmasını sağladı. #BoğaziçiDireniyor etiketiyle yapılan paylaşımlar, öğrencilere destek mesajları içeriyordu.

Bu olay, Türkiye'de ifade özgürlüğü, çocuk hakları ve laik eğitim gibi konularda tartışmaların yeniden alevlenmesine neden oldu. Özellikle çocuk yaşta evliliklerin önlenmesi ve çocukların korunması konusunda daha duyarlı olunması gerektiği vurgulandı. Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin protestosu, bu konularda farkındalık yaratma ve kamuoyunu bilinçlendirme açısından önemli bir rol oynadı.