14 Mayıs 2025 Çarşamba

PKK Feshedildi! Türkiye Barışa Mı Kavuşuyor? Şok Gelişme!

Türkiye, kırk yılı aşkın süredir devam eden ve binlerce insanın hayatına mal olan terörle mücadelede önemli bir dönemece girdi. PKK, kendisini feshettiğini açıkladı. Bu karar, beraberinde birçok soruyu ve umudu getirirken, Türkiye'nin geleceği için kritik bir adım olarak değerlendiriliyor.

Fesih Kararı Nasıl Alındı?

Süreç, Abdullah Öcalan'ın İmralı'dan yaptığı çağrıyla başladı. Öcalan, örgütün silah bırakması ve feshedilmesi gerektiğini belirtti. Bu çağrı, PKK'nın 12. Kongresi'nde değerlendirildi ve örgütün feshi kararı alındı. AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, bu kararın tüm PKK bağlantılı yapıları kapsaması gerektiğini vurguladı.

Bundan Sonra Ne Olacak?

Fesih kararının uygulanması, sadece bir açıklamayla sınırlı kalmamalı. Silahların gerçekten bırakılması, örgütün tüm uzantılarının faaliyetlerine son vermesi ve demokratik siyasetin önünün açılması gerekiyor. Bu süreçte devletin, siyasetin ve toplumun barışı büyütme sorumluluğu büyük. Türkiye'nin demokratikleşme süreci için de bir fırsat doğmuş durumda. Ancak bu fırsatın değerlendirilmesi, sadece siyasi iradeyle değil, aynı zamanda toplumun tüm kesimlerinin katkısıyla mümkün olacaktır.

Halk Ne İstiyor?

Gerçekçilik, şu anda halkın neye ihtiyaç duyduğunda saklı: Barışa, huzura, ekonomik nefese, demokratik güvene. Bu, kim ne derse desin, hangi siyasi görüşten olursanız olun, nerede yaşıyor, kime oy veriyor olursanız olun, Türkiye için tarihi bir adımdır. Barışı savunmak taraf olmak değildir. İnsan kalabilmektir. Kardeşliği savunmak inkâr değil, birlikte yaşama iradesidir.

Terörün faturası sadece cenaze haberleriyle ödenmiyor. Aynı zamanda kayıp yıllarla, durdurulmuş kalkınmayla, bölünmüş toplumla, ertelenmiş yarınlarla ödeniyor. Barışın gelmesi demek; ekonominin rahatlaması demek, gençlerin geleceğe inancı artacak demek, ülkenin enerjisini çatışmaya değil üretime harcaması demek.

Şimdi bazıları çıkıp diyecek ki: “Bu bir oyun, bu bir taktik, bunlara güven olmaz.” Olsun. Barışın da bir taktiği varsa, varsın olsun. Yeter ki kan akmasın. Yeter ki bir çocuk daha tabutla defnedilmesin. Bu ülkede bir gün bile terör saldırısı yaşanmıyorsa, bir gün bile bir asker ocağa düşmüyorsa, bir gün bile bayrağa sarılı tabut çıkmıyorsa. İnanın, o gün bir devlet zaferi yazılmıştır.

Evet, bu bir başlangıç. Zor olacak, sancılı olacak. Ama her barış böyle başlar. Barış, çatışmayla değil; kararlılıkla korunur. Güç gösterisiyle değil; adaletle büyür. Yüzleşmeyle değil; birlikte yürümekle ilerler.

52 yıllık silahlı mücadele, bugün yerini siyasete bırakıyor. Bu topraklara artık en çok barış yakışıyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin birliği ve bütünlüğü için, kardeşlik için, barış için umutlu olmak gerekiyor.

İlgili Haberler