Sahillerde Yeni Dönem! Kıyı Ormanları Turizme Açılıyor Mu?
Gündem

Sahillerde Yeni Dönem! Kıyı Ormanları Turizme Açılıyor Mu?


26 June 20255 dk okuma15 görüntülenmeSon güncelleme: 04 July 2025

Türkiye'nin kıyı şeridinde önemli bir değişiklik kapıda! Resmi Gazete'de yayımlanan yeni bir yönetmelik değişikliği, kıyı kenar çizgisinin deniz tarafında kalan ormanlık alanların turizm yatırımlarına açılmasının önünü açtı. Bu karar, hem turizm sektöründe hem de çevreciler arasında büyük yankı uyandırdı. Peki, bu değişiklik ne anlama geliyor ve kıyı bölgelerimizi nasıl etkileyecek?

Kıyı Ormanları Artık Turizm Yatırımlarına Açık mı?

Resmi Gazete'de yayımlanan "Kamu Taşınmazlarının Turizm Yatırımlarına Tahsisi Hakkında Yönetmelik"in 12. maddesine eklenen bir fıkra ile Kültür ve Turizm Bakanlığı'na tasarruf hakkı verilen orman alanlarının, kıyı kenar çizgisinin deniz tarafında kalan kısımları da turizm yatırımlarına tahsis edilebilecek. Yönetmeliğe eklenen hüküm şu şekilde: "Bakanlığa tasarruf hakkı verilen orman alanlarından kıyı kenar çizgisinin deniz tarafında kalan alanlar, kamu kullanımına açık olmak şartıyla, kullanma izni verilmek suretiyle tahsis sınırları içerisine dahil edilebilir." Bu ifade, kıyı ormanlarının geleceği hakkında önemli soruları beraberinde getiriyor.

Yönetmelik Değişikliğinin Olası Etkileri Neler?

Bu yönetmelik değişikliğinin birçok olası etkisi bulunuyor:

  • Turizm Yatırımlarında Artış: Kıyı bölgelerinde yeni otel, tatil köyü ve diğer turistik tesislerin yapımının önü açılabilir.
  • Ekonomik Kalkınma: Bölgedeki istihdam olanakları artabilir ve turizm gelirleri yükselerek yerel ekonomiye katkı sağlayabilir.
  • Çevresel Etkiler: Ormanlık alanların tahrip olması, doğal yaşamın zarar görmesi ve kıyı ekosisteminin bozulması gibi riskler ortaya çıkabilir.
  • Kamu Yararı Tartışması: Alanların kamu kullanımına açık olması şartı, uygulamada ne kadar sağlanabileceği konusunda tartışmalara yol açabilir.

Bu yönetmelik değişikliğinin hayata geçirilmesiyle birlikte, kıyı bölgelerimizde turizm yatırımlarının artması ve ekonomik kalkınmanın hızlanması bekleniyor. Ancak, bu sürecin çevresel etkileri ve kamu yararının korunması konularında dikkatli olunması gerekiyor. Özellikle, ormanlık alanların korunması, doğal yaşamın sürdürülebilirliği ve kıyı ekosisteminin dengesi gibi faktörler göz önünde bulundurulmalı. Aksi takdirde, kısa vadeli ekonomik kazançlar uğruna uzun vadeli çevresel zararlara yol açılabilir.

Türkiye'nin turizm potansiyelini artırmak ve ekonomik kalkınmayı desteklemek amacıyla atılan bu adımın, sürdürülebilirlik ilkeleriyle uyumlu bir şekilde yönetilmesi büyük önem taşıyor. Umarız ki, yetkililer ve ilgili paydaşlar, bu süreci şeffaf bir şekilde yöneterek hem turizm sektörünün gelişmesini sağlayacak hem de doğal güzelliklerimizi koruyacak dengeli bir yaklaşım sergilerler.