Eski ABD Dışişleri Bakanı Sözcüsü Miller, İsrail'in Gazze'deki eylemlerine ilişkin tartışma yaratacak açıklamalarda bulundu. Miller, bir televizyon programında İsrail'in Gazze'de soykırım yaptığına inanmadığını belirtirken, savaş suçları işlediği konusunda şüphe olmadığını dile getirdi. Bu açıklamalar, ABD'nin İsrail politikası ve Gazze'deki durum hakkındaki tartışmaları yeniden alevlendirdi.

İsrail'in Gazze Politikası ve Hesap Verebilirlik Sorunu

Miller, Gazze'deki katliamlara karışan İsrail askerlerinin hesap vermemesinin ve İsrail yönetimindeki politika anlayışının devam etmesinin büyük bir sorun olduğunu vurguladı. Hesap verebilirliğin olmaması, uluslararası kamuoyunda da büyük tepkilere yol açıyor. İsrail'in Gazze'deki operasyonlarında sivillerin zarar görmesi ve insani yardım kuruluşlarının çalışmalarının engellenmesi, savaş suçları iddialarını güçlendiriyor.

Biden yönetimi içindeki anlaşmazlıklara da değinen Miller, İsrail'e silah sevkiyatının durdurulması konusundaki tartışmaları ve 1 tonluk bombaların geçici olarak durdurulması kararını hatırlattı. Miller, İsrail'e saldırılarını durdurması için daha fazla baskı yapılması gerektiğini, ancak bu konuda yeterince hızlı davranılmadığını itiraf etti. Eski sözcü, "Şimdi geriye dönüp baktığımda, kendime her zaman soracağım bir soru var: (2024) Mayıs sonu ile (2025) Ocak ortası arasındaki dönemde, bu savaşı istemeyen, onunla hiçbir ilgisi olmayan binlerce Filistinli masum sivil öldürüldü. İsrail hükümetini ateşkes kabul etmeye zorlamak için yapabileceğimiz daha fazla şey var mıydı? Muhtemelen bazı zamanlar vardı." şeklinde konuştu.

ABD'nin İsrail'e Desteği ve Tepkiler

Biden yönetiminin İsrail'e verdiği kesintisiz destek, ülke genelinde protestolara neden olmuştu. Eski ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'in, İsrail'in Amerikan silahlarını "uluslararası hukuka uygun şekilde" kullandığı yönünde bir raporu Kongre'ye sunması ve silah sevkiyatına devam kararı alması, büyük tepki toplamıştı. Bu kararın ardından, ABD'nin İsrail'e olan koşulsuz desteği sorgulanmaya başlanmış ve uluslararası hukuk ihlalleri iddiaları daha da önem kazanmıştı.

Savaş Suçları ve Uluslararası Hukuk

Uluslararası hukuk, savaş suçlarını tanımlarken sivillerin hedef alınmasını, orantısız güç kullanılmasını ve insani yardım çalışmalarının engellenmesini yasaklamaktadır. İsrail'in Gazze'deki operasyonları sırasında bu suçların işlendiğine dair çok sayıda kanıt bulunmaktadır. Uluslararası kuruluşlar ve insan hakları örgütleri, İsrail'in Gazze'deki eylemlerini yakından takip etmekte ve savaş suçları işlendiğine dair raporlar yayınlamaktadır.

Savaş suçları, Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) tarafından da yargılanabilen ciddi suçlardır. UCM, savaş suçları, soykırım ve insanlığa karşı suçlar gibi uluslararası hukukun en ağır ihlallerini soruşturma ve yargılama yetkisine sahiptir. İsrail'in Gazze'deki eylemleriyle ilgili olarak UCM'ye yapılan başvurular, uluslararası toplumun bu konudaki hassasiyetini göstermektedir.

• Sivillerin hedef alınması
• Orantısız güç kullanımı
• İnsani yardım çalışmalarının engellenmesi
• Yerleşim yerlerinin bombalanması
• Sağlık tesislerinin hedef alınması

Bu eylemlerin her biri, uluslararası hukukta savaş suçu olarak kabul edilmektedir ve faillerinin yargılanması gerekmektedir.

Sonuç

Eski ABD Dışişleri Bakanı Sözcüsü Miller'in açıklamaları, İsrail'in Gazze'deki eylemlerinin uluslararası hukuk açısından ne kadar tartışmalı olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Soykırım olarak nitelendirilmese de, savaş suçları işlendiği iddiaları ve hesap verebilirlik eksikliği, uluslararası toplumun İsrail'e yönelik baskısını artırabilir. Gelecekte, bu tür açıklamaların ve uluslararası soruşturmaların, İsrail'in politikaları üzerinde nasıl bir etki yaratacağı merakla bekleniyor. Uluslararası toplumun, Gazze'deki sivillerin korunması ve adaletin sağlanması için daha fazla çaba göstermesi gerektiği açıktır.