Türkiye'yi sarsan bir kadın cinayeti davasında flaş gelişme! Adana'da eşi Hülya Güllüce'yi vahşice öldüren Abdullah Kaya'ya verilen 'sadakat indirimi' Yargıtay tarafından bozuldu. Yeniden yargılanan Kaya, bu kez en ağır cezaya çarptırıldı. İşte detaylar:
Olayın Geçmişi
Çukurova ilçesinde 4 Ekim 2020'de meydana gelen olay, Türkiye'nin gündemine oturmuştu. 17 yaşındaki S.N.K., evdeki gürültüye uyanarak annesi Hülya Güllüce'yi kanlar içinde bulmuştu. İhbar üzerine olay yerine gelen sağlık ekipleri, Güllüce'nin hayatını kaybettiğini belirlemişti. İnşaat ustası Abdullah Kaya, cinayeti itiraf ederek polise teslim olmuş ve tutuklanmıştı.
Olay sonrasında yapılan yargılamada, Abdullah Kaya'ya 'sadakat indirimi' uygulanarak 18 yıl hapis cezası verilmişti. Bu karar, kamuoyunda büyük tepkilere yol açmıştı. Kadın hakları savunucuları ve birçok vatandaş, kararın adaletsiz olduğunu savunarak Yargıtay'a başvurmuştu.
Yargıtay'dan Emsal Karar
Yargıtay, yapılan itirazları değerlendirerek yerel mahkemenin kararını bozdu. Yüksek mahkeme, 'sadakat indirimi' uygulamasının bu tür vahşice işlenmiş cinayetlerde kabul edilemez olduğuna hükmetti. Kararda, cinayetin planlı ve tasarlanarak işlendiği, sanığın pişmanlık göstermediği vurgulandı.
Yeniden yargılanan Abdullah Kaya, bu kez yerel mahkeme tarafından müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme, sanığa herhangi bir 'haksız tahrik' indirimi de uygulamadı. Karar, duruşma salonunda bulunan Hülya Güllüce'nin yakınları tarafından sevinçle karşılandı.
Bu emsal karar, kadın cinayetleri davalarında önemli bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor. Yargıtay'ın bu kararı, benzer davalarda emsal teşkil ederek adaletin tecellisine katkı sağlayacak.
Kadın Cinayetlerine Karşı Mücadele Devam Ediyor
Türkiye'de kadın cinayetleri, maalesef hala önemli bir sorun olmaya devam ediyor. Kadın hakları savunucuları, bu tür cinayetlerin önlenmesi için daha etkin yasal düzenlemeler ve toplumsal bilinçlendirme çalışmalarının yapılması gerektiğini vurguluyor.
- Eğitim sisteminde toplumsal cinsiyet eşitliği dersleri verilmeli.
- Kadın sığınma evlerinin sayısı arttırılmalı ve destek mekanizmaları güçlendirilmeli.
- Şiddet uygulayanlara yönelik caydırıcı cezalar uygulanmalı.
- Medyanın kadın cinayetlerini sansasyonel bir şekilde değil, bilinçlendirici bir şekilde ele alması sağlanmalı.
Yargıtay'ın bu kararı, kadın cinayetlerine karşı verilen mücadelede önemli bir adım olarak görülse de, sorunun çözümü için daha çok çaba gösterilmesi gerekiyor. Unutulmamalıdır ki, her bir kadın cinayeti, tüm insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur.
Yargıtay'ın bu kararı, adaletin yerini bulması açısından önemli bir adım olsa da, kadın cinayetlerinin önlenmesi için daha kapsamlı ve etkili çözümler üretilmesi gerekiyor. Bu karar, benzer davalarda emsal teşkil ederek adaletin tecellisine katkı sağlayacak ve umarız ki kadın cinayetlerinin azalmasına vesile olacaktır.