10. Yargı Paketi: İnternet Sansürü Geri mi Döndü?
Politika

10. Yargı Paketi: İnternet Sansürü Geri mi Döndü?


29 May 20255 dk okuma14 görüntülenmeSon güncelleme: 03 July 2025

10. Yargı Paketi, infaz düzenlemelerinin yanı sıra, Anayasa Mahkemesi (AYM) tarafından iptal edilen bazı maddelerin yeniden düzenlenmesini de içeriyor. Özellikle internetten içerik çıkarma ve Bilgi ve İletişim Teknolojileri Kurumu (BTK) Başkanı'na verilen içerik çıkarma yetkisi, tartışmaların odağında yer alıyor. Bu düzenleme, ifade özgürlüğü ve internet özgürlüğü gibi temel haklar açısından ciddi endişeler yaratıyor.

İçerik Çıkarma Yetkisi Tartışması

Yaman Akdeniz, 10. Yargı Paketi'ndeki bu düzenlemeyi sert bir şekilde eleştiriyor. Akdeniz'e göre, AYM'nin iptal gerekçelerinin hiçbirisi dikkate alınmamış ve sadece "kozmetik kelime oyunlarıyla" iptal kararının etrafından dolaşılmaya çalışılmış. Bu durum, yasama organının AYM kararlarını hiçe saydığı ve temel hakları koruma konusunda yetersiz kaldığı eleştirilerine yol açıyor.

İnternetten içerik çıkarma yetkisinin BTK Başkanı'na verilmesi, sansürün önünü açabileceği yönünde kaygıları da beraberinde getiriyor. Bu yetki, siyasi baskılarla veya keyfi uygulamalarla kullanılarak, muhalif seslerin susturulmasına veya kamuoyunun bilgiye erişiminin engellenmesine neden olabilir.

  • İfade özgürlüğünün kısıtlanması
  • İnternet özgürlüğünün ihlali
  • Sansür uygulamalarının artması
  • Muhalif seslerin susturulması

AYM Kararları Neden Uygulanmıyor?

AYM'nin iptal kararlarına rağmen, aynı veya benzer düzenlemelerin tekrar tekrar yasalaştırılması, Türkiye'deki hukuk sisteminin işleyişiyle ilgili ciddi soru işaretleri yaratıyor. Bu durum, kuvvetler ayrılığı ilkesinin zedelendiği ve yargı kararlarının etkisizleştirildiği eleştirilerine yol açıyor. Hukukun üstünlüğü ilkesinin zayıflaması, toplumun adalet duygusunu zedeleyerek, devlete olan güveni de sarsıyor.

Peki, bu durumun önüne nasıl geçilebilir? Öncelikle, yasama organının AYM kararlarına saygı duyması ve bu kararlar doğrultusunda düzenlemeler yapması gerekiyor. Ayrıca, sivil toplum kuruluşlarının, hukukçuların ve akademisyenlerin bu tür düzenlemelere karşı kamuoyunu bilinçlendirme ve hukuki mücadele yürütme sorumluluğu bulunuyor.

Sonuç olarak, 10. Yargı Paketi'ndeki içerik çıkarma düzenlemesi, Türkiye'de internet özgürlüğü ve ifade özgürlüğü açısından büyük bir tehdit oluşturuyor. Bu düzenlemenin, sansürün önünü açabileceği, muhalif sesleri susturabileceği ve kamuoyunun bilgiye erişimini engelleyebileceği unutulmamalı. Bu nedenle, bu düzenlemeye karşı hukuki ve siyasi mücadele yürütmek, temel hak ve özgürlüklerimizi korumak adına büyük önem taşıyor.