CHP milletvekillerinin 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ne astığı "İmamoğlu'na Özgürlük" pankartı, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatılmasına neden oldu. Olayın ardından pankart kaldırılırken, siyasi arenada yankıları devam ediyor. CHP cephesinden yapılan açıklamalar ve hukuki süreçle ilgili detaylar haberimizde.

Pankart Asıldı, Ortalık Karıştı!

Olay, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve beraberindeki heyetin köprüden geçişi sırasında yaşandı. CHP milletvekilleri Mahmut Tanal, Suat Öçağdaş, Ali Gökçek, İlhami Özcan Aygun, Ahmet Baran Yazgan ve Nimet Özdemir, köprüye üzerinde "İmamoğlu'na Özgürlük" (Free İmamoğlu) yazılı bir pankart astılar. Bu eylem, sosyal medyada geniş yankı buldu ve farklı tepkilere yol açtı.

Özgür Özel, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Cumhurbaşkanı Adayımız Ekrem İmamoğlu’nun afişlerini ve pankartlarını yasaklayan darbecilere cevabımızdır: Bu daha başlangıç mücadeleye devam!" ifadelerini kullandı. Bu paylaşım, olayın siyasi boyutunu daha da belirginleştirdi.

Soruşturma Başlatıldı, Pankart Kaldırıldı

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, olayla ilgili derhal soruşturma başlattı. Yapılan açıklamada, "24.05.2025 günü Saat 19:40 sıralarında 15 Temmuz Şehitler Köprüsü Kuzey Yol Girişinde, CHP Milletvekilleri Mahmut TANAL, Suat ÖZÇAĞDAŞ, Ali GÖKÇEK, İlhami Özcan AYGUN, Ahmet Baran YAZGAN ve Nimet ÖZDEMİR tarafından, köprüden sarkacak şekilde üzerinde Ekrem İmamoğlu’nun siluetinin bulunduğu ve üzerinde ‘FREE İMAMOĞLU’ yazılı pankartı astıkları görülmüş olup; Boğaziçi Köprüleri Koruma Şube Müdürlüğü görevlileri tarafından olaya müdahale edilerek pankart kaldırılmış, konu ile ilgili adli işlemlere başlanmıştır" denildi.

CHP'den Tepki: "Hukuksuzluklar Zinciri Var"

CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, T24'e yaptığı açıklamada, pankartı asanların milletvekili olduğuna dikkat çekerek, soruşturma yetkisinin Parlamenter Suçlar Bürosu'nda olması gerektiğini savundu. Ayrıca, pankartın asıldığı konumun Anadolu yakasında olması nedeniyle hukuki olarak soruşturma yetkisinin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı yerine Anadolu Adliyesi’nde olması gerektiğine işaret etti.

Özçağdaş, "Ortada bir hukuksuzluklar zinciri var. Birincisi, bizim siyaset yapma hakkımız var. Cumhurbaşkanı adayımızın yüzünün ve adının olduğu pankartları yasaklamak hukuksuzluktur. İkincisi Ekrem İmamoğlu hüküm giymiş bir suçlu değil. Biz Cumhurbaşkanı adayımızı desteklemek için faaliyet gösterebiliriz çünkü İmamoğlu yalnızca ‘Şüpheli’ sıfatıyla hukuksuz bir şekilde tutuklu olarak tutuluyor” şeklinde konuştu.

Bu olay, Türkiye'deki siyasi gerilimi bir kez daha gözler önüne serdi. Bir yandan CHP'nin "İmamoğlu'na Özgürlük" kampanyası devam ederken, diğer yandan yargı süreci ve siyasi tartışmalar gündemdeki yerini koruyor. Bu tür olaylar, ifade özgürlüğü, siyasi haklar ve yargı bağımsızlığı gibi temel konuları yeniden tartışmaya açıyor.