Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, vefat eden DEM Partili Sırrı Süreyya Önder ile ilgili yapılan tartışmalı sosyal medya paylaşımlarının ardından İstanbul İl Gençlik Kolları Başkanı'nı görevden aldı. Bu ani karar, parti içinde ve kamuoyunda büyük yankı uyandırdı.

Olayın Arka Planı

Zafer Partisi, İstanbul İl Gençlik Kolları'nın sosyal medya hesabından yapılan paylaşımların içeriği nedeniyle harekete geçti. Yapılan açıklamada, söz konusu paylaşımların "Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Çanakkale Savaşı’nın ardından hayatını kaybeden Anzak askerlerinin analarına ithafen söylediği sözlerdeki duyarlılık ve Türk töresine aykırı" olduğu belirtildi. Bu durum, parti içinde büyük bir rahatsızlık yarattı ve hızlı bir şekilde iç denetim süreci başlatıldı.

Parti yönetimi, bu türden sorumsuz davranışların Zafer Partisi'nin ciddiyetle yürüttüğü siyasi mücadeleye zarar verebileceği endişesiyle harekete geçti. Açıklamada, "Siyasette sorumluluk taşımak, sözün de, susmanın da, zamanlamanın da hesabını verebilmek demektir" ifadelerine yer verilerek, disiplin ve siyasi ciddiyetin önemi vurgulandı.

Görevden Alma Kararı ve Sonrası

Zafer Partisi Genel Başkan Vekili Ali Şehirlioğlu, cezaevindeki Genel Başkan Özdağ'ın talimatıyla İstanbul İl Gençlik Kolları Başkanı Ege İşleyenel'in görevine son verildiğini duyurdu. Şehirlioğlu, yaptığı açıklamada, gençlik kollarına ait hesabın partiden 1 yıl önce istifa eden iki kişinin kontrolünde olduğunu ve bu kişilerin paylaşımları silmemekte ısrar ettiğini belirtti. Ayrıca, İşleyenel'in Nisan 2025'te disiplin kuruluna sevk işlemlerinin başlatıldığı da ifade edildi.

Bu gelişmelerin ardından, Zafer Partisi'nin nasıl bir yol izleyeceği merak konusu oldu. Parti yönetimi, benzer durumların önüne geçmek için daha sıkı denetim mekanizmaları uygulamaya koyacağını ve kurumsal disiplini en üst düzeyde tutmaya devam edeceğini açıkladı. Zafer Partisi'nin bundan sonraki süreçte izleyeceği politikalar ve alacağı kararlar, Türk siyasetinde yakından takip edilecek.

Zafer Partisi'nin bu hızlı ve kararlı tutumu, parti içindeki disiplinin ve ciddiyetin korunmasına yönelik önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Ancak, bu durumun parti tabanında nasıl bir etki yaratacağı ve gelecekteki siyasi stratejileri nasıl etkileyeceği henüz belirsizliğini koruyor.