Türkiye, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı kutlarken, milyonlarca çocuk için durum pek de bayramlık değil. 3.5 milyon çocuk işçi, okullarda bayram coşkusunu yaşamak yerine, fabrikalarda, tarlalarda ve sokaklarda çalışarak ailelerine destek olmaya çalışıyor. Bu acı gerçek, Türkiye'deki çocuk işçiliği sorununu bir kez daha gözler önüne seriyor.
Çocuk İşçiliği: Türkiye'nin Kanayan Yarası
Çocuk işçiliği, Türkiye'nin en önemli sorunlarından biri olmaya devam ediyor. Eğitimden erken ayrılma oranları özellikle 15 yaştan sonra artış gösteriyor. Uzmanlar, bu durumun temel nedenleri arasında çocuk işçiliği ve çocuk yaşta evlilikleri gösteriyor. Eurostat verilerine göre, 2024 yılında 15-24 yaş arasındaki gençlerin %31'i ne eğitimde ne de istihdamda bulunuyor.
Hanehalkı İşgücü Araştırması 2024 sonuçlarına göre, 15-17 yaş grubundaki çocukların işgücüne katılma oranı %24.9'a yükseldi. Kayıtlı çocuk işçi sayısı 1 milyon 474 bine ulaşırken, kayıt dışı çalışanlarla birlikte bu sayının 3.5 milyona yaklaştığı tahmin ediliyor. Kayıt dışı çalışan çocukların çoğu ise tarım sektöründe mevsimlik işçi olarak çalışıyor. 2013-2024 yılları arasında ise en az 742 çocuk iş kazalarında hayatını kaybetti.
Eğitimden Mahrum Kalan Çocuklar
Çocuk işçiliğinin yanı sıra, eğitimden mahrum kalan çocukların sayısı da endişe verici boyutlarda. 612 bin 814 çocuk, zorunlu eğitim çağında olmasına rağmen okul dışında bulunuyor. TEDMEM'e göre, bu sayı 2024'te bir önceki yıla göre %38.4 artarak son üç yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Okul dışında kalan çocukların %74'ü, 14-17 yaş aralığında bulunuyor.
Türkiye, OECD ülkeleri arasında öğrenci başına en düşük harcama yapan ikinci ülke konumunda. Ayrıca, 37 OECD ülkesi arasında %19.2 ile, son 30 günde haftada en az bir kez yiyecek parası olmadığı için yemek yiyemeyen öğrenci oranının en yüksek olduğu ülke konumunda bulunuyor. 2019-2024 yılları arasında 16-17 yaş aralığındaki 74 bin 676 kız çocuğu ve 4 bin 458 erkek çocuğu resmi olarak evlendirildi. Bu durum, çocukların eğitim hayatından uzaklaşmasına ve gelecekteki fırsatlarını kaybetmesine neden oluyor.
Yoksulluk ve Sosyal Dışlanma Riski
Türkiye'de çocuklar yoksulluk ve sosyal dışlanma riski altında yaşamaya devam ediyor. Her 5 öğrenciden biri haftada en az bir kere parasızlıktan öğün atlamak zorunda kalıyor. OECD ortalamasında bu oran %8 iken, Türkiye'de çocukların %45.4'ü yoksulluk ve sosyal dışlanma riski altında bulunuyor. TÜİK verilerine göre 2024'te çocukları yeni giysilere sahip olamayan hanehalkı oranı %9.2 oldu. Hanelerin %11.7'sinde çocukların oyuncağı dahi yok. Günde en az bir kez taze sebze ve meyve tüketimi yapamayan hanehalkı oranı da %10'a dayandı.
Çözüm Bekleyen Sorunlar
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, çocukların haklarına dikkat çekmek ve onların daha iyi bir geleceğe sahip olmalarını sağlamak için önemli bir fırsattır. Ancak, Türkiye'deki çocuk işçiliği, eğitimden mahrumiyet ve yoksulluk gibi sorunlar hala çözülmeyi bekliyor. Bu sorunların üstesinden gelmek için, devletin, sivil toplum kuruluşlarının ve toplumun tüm kesimlerinin işbirliği yapması gerekiyor. Çocukların sağlıklı, eğitimli ve mutlu bir geleceğe sahip olmaları için hep birlikte çalışmalıyız.