Ekrem İmamoğlu'nun avukatı Mehmet Pehlivan'ın avukatı Yiğit Gökçehan Koçoğlu hakkında gözaltı kararı verilmesi gündeme bomba gibi düştü. Bu beklenmedik gelişme, hukuk çevrelerinde büyük yankı uyandırdı. Koçoğlu, konuyla ilgili sosyal medya hesabından yaptığı açıklama ile dikkatleri üzerine çekti.

Gökçehan Koçoğlu'ndan Açıklama

Yiğit Gökçehan Koçoğlu, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: "Sayın vekilimin de yazdığı gibi sabah hakkımda gözaltı kararı olduğunu öğrenerek güne başladım. İBB dosyası sürecinde hem Sayın Genel Sekreter Can Akın Çağlar’ın hem de Sayın Başkan Ekrem İmamoğlu’nun avukatı kıymetli meslektaşım Mehmet Pehlivan’ın avukatlığını yaptım."

Koçoğlu, açıklamasının devamında şu noktalara değindi:

• Değerli meslektaşlarım Kazım Yiğit Akalın ve Serkan Günel’le birlikte bana yapılan bu operasyon kabul edilemez.
• Bizler mesleğimizi icra ediyoruz. Savunma tarih boyu susmadı ve hiçbir zaman da susmayacak.
• 21’inde Çağlayan’daydım. 22’sinde Antalya Adliyesi’ndeydim. 23’ünde Vatan’da ifadedeydim. Bugün de Adıyaman Adliyesi’ndeyim. Buradan alabilirsiniz ya da bekleyin, ben zaten duruşmam bitince İstanbul’a döneceğim. İfadeye kendim gelirim.
• Kısacası ben mesleğimi icra ediyorum. Adliye her gün geldiğim yer. Beni çağırsanız zaten gelirdim ben. Bu karara gerek yoktu.

Gözaltı Kararının Ardındaki Nedenler

Gözaltı kararının ardındaki nedenler henüz netlik kazanmamış olsa da, Koçoğlu'nun İBB dosyası sürecinde üstlendiği avukatlık görevi ve yaptığı savunmaların etkili olduğu düşünülüyor. Bu durum, Türkiye'deki hukuk sisteminin ve avukatların görevlerini yerine getirme süreçlerinin ne kadar hassas ve tartışmalı olabileceğini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Avukatların savunma hakkının engellenmesi, hukuk devletinin temel prensiplerine aykırı bir durum olarak değerlendirilirken, bu tür olaylar yargıya olan güveni sarsabilir. Bu nedenle, gözaltı kararının gerekçelerinin şeffaf bir şekilde açıklanması ve sürecin adil bir şekilde yürütülmesi büyük önem taşıyor. Hukuk camiası ve kamuoyu, bu olayın yakından takipçisi olacak.

Bu beklenmedik gözaltı kararı, Türkiye'deki hukuk sistemine ve siyasi arenaya dair önemli soruları beraberinde getiriyor. Savunma hakkının kısıtlanması ve avukatlara yönelik bu tür müdahaleler, hukuk devletinin temel prensiplerine aykırı bir durum teşkil ediyor. Umuyoruz ki, bu süreç şeffaf bir şekilde yürütülür ve adaletin tecelli etmesi sağlanır.