Yükseköğretim Kurulu (YÖK), anayasal haklarını kullanarak eylem yapan üniversite akademik ve idari personeli ile öğrenciler hakkında adli ve idari işlem başlatılmasını istedi. Bu durum, Eğitim-İş ve Eğitim Sen'in tepkisine yol açtı. Sendikalar, YÖK'ün bu tutumunu eleştirerek öğrencilere ve akademisyenlere destek verdi ve hukuki süreç başlatacaklarını duyurdu.
YÖK'ün Baskıcı Tutumu Eleştiriliyor
Eğitim İş İzmir 4 Nolu Yükseköğretim Şube Başkanı Elbey Kale, akademisyenlerin eğitim ve öğretim faaliyetlerini engellemesinin söz konusu olmadığını belirterek, öğrencilerin anayasal haklarını kullandığını vurguladı. Kale, öğrencilerin eğitim hakkını savunmak amacıyla yaptıkları eylemlerin engellenemeyeceğini, aksine bu eylemler nedeniyle öğrencilerin tutuklanmasının ve eğitim öğretim faaliyetlerinin engellenmesinin kabul edilemez olduğunu söyledi. Ayrıca, YÖK'ün 12 Eylül darbesi sonrası kurularak üniversiteler üzerinde baskı kurduğunu ve bu baskı ortamının günümüzde de devam ettiğini ifade etti. Kale, YÖK'ün görevinin yükseköğretimde üniversitelerin özgür, özerk ve demokratik yapısını güçlendirmek olması gerektiğini savundu.
Eğitim Sen Genel Yükseköğretim ve Eğitim Sekreteri Evrim Gülez ise üniversitelerdeki öğrencilerin geleceksizlik, yoksulluk ve baskıcı yönetimlere karşı demokratik haklarını kullandığını belirtti. Gülez, bu hakların anayasa ve uluslararası sözleşmelerle güvence altında olduğunu, ancak YÖK'ün üniversitelere gönderdiği yazının öğrencilerin ve akademisyenlerin ifade özgürlüğünü, örgütlenme hakkını ve meşru eylemlerini baskı altına alma girişimi olduğunu söyledi. Gençliğin ve akademisyenlerin taleplerini "suç" gibi gösteren bu yaklaşımın YÖK'ün asli görevini unuttuğunu gösterdiğini ifade etti.
Sendikalardan Hukuki Destek ve Suç Duyurusu
Eğitim-İş ve Eğitim Sen, akademik ve idari personel ile öğrencilerin uğrayacağı haksız soruşturmalara hukuk çerçevesinde yanıt verileceğini ve hiçbir üniversite personelinin yalnız olmadığını vurguladı. YÖK'ün yayınladığı bu yazılı talimatı yerine getirmek isteyen yöneticiler hakkında görevi kötüye kullanma nedeniyle suç duyurusunda bulunulacağı belirtildi. Sendikalar, öğrencilerin anayasal haklarını kullanmalarının engellenmemesi ve eğitim öğretim faaliyetlerinin kesintiye uğramaması için gerekli tedbirlerin alınmasını talep ediyor.
- Eğitim-İş, üniversitelerde özgür, özerk ve demokratik bir yapının güçlendirilmesi için mücadele edecek.
- Öğrencilerin ve akademisyenlerin haklarını savunmak için her türlü hukuki destek sağlanacak.
- YÖK'ün baskıcı tutumuna karşı suç duyurusunda bulunulacak.
Evrim Gülez, YÖK'ün görevinin akademinin özerkliğini, öğrencilerin eğitim hakkını, eğitim-öğretimin sürekliliğini, niteliğini ve bilimsel özgürlüğünü korumak olduğunu hatırlattı. Akademisyenlerin öğrencilerle dayanışma göstermesinin bir suç değil, akademinin görevi olduğunu vurguladı. Üniversitelerin farklı düşüncelerin, itirazların ve toplumsal sorumlulukların ifade edilebildiği özgür mekânlar olması gerektiğini, öğrencilerin taleplerine destek sunan akademisyenleri hedef almanın sadece akademik özgürlüğe değil, toplumun düşünme ve sorgulama hakkına da yönelmiş bir saldırı olduğunu söyledi. İnsanca bir yaşam, özgür bir gelecek ve demokratik bir üniversite talep eden öğrencilere ve onların yanında yer alan akademisyenlere yönelik tehdit ve baskılara karşı akademinin ve öğrencilerin yanında olmaya devam edeceklerini belirtti.
YÖK'ün bu hamlesi, üniversitelerde gerginliğe neden oldu. Eğitim sendikalarının suç duyurusu ve hukuki destek açıklaması, öğrencilerin ve akademisyenlerin yanında olduklarını gösteriyor. Önümüzdeki günlerde YÖK'ün bu konuda nasıl bir adım atacağı ve sürecin nasıl ilerleyeceği merakla bekleniyor. Üniversitelerdeki özgürlük ve özerklik tartışmaları yeniden alevlenirken, YÖK'ün bu tutumu eleştirilerin odağında kalmaya devam edecek gibi görünüyor.